🦇37🦇

12.2K 1.2K 1.1K
                                    

Selaaaam ben geldim. Bakın sizi kıramadım ve 2. bölümü atıyorum. Var mı böyle yazar wısmejdndn

Bu bölüm çok feels geçireceğiniz bir bölüm...Çok tatlış, okurken sırıttım hep...

Bu bölümdeki bazı yerler aşırı saçma geldiği için kaldırdım,değişiklik yaptım.

Şu ana kadar oy verir misiniz diye bir ricada bulunmadım ama bazılarınız kitabı çok sevip oy vermiyor. Bu gerçekten beni üzüyor, oy verir misin de diyemiyorum. LÜTFEN BEN SİZİN İÇİN BU KADAR YENİ BÖLÜM ATARKEN SİZDE OY ATMAYI UNUTMAYIN 💜

Neyse umarım seversiniz bölümü...🥺💙

°°°°°

Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. Yine her zamanki gibi üzüntüden dudağımın kabuğunu yiyordum. Bora tamamen görüş açımdan çıktıktan sonra cafeye geri döndüm.

Zeynep bacaklarını masaya uzatmış, Dilara ise onun karşısına masaya oturmuştu. İkisi hararetli hararetli bir şey konuşuyorlardı.

Zeynep beni gördüğünde bacaklarını masadan indirdi ve yanıma geldi. Dilara da bununla birlikte beni fark etmişti. Şu an ikisi de bana gözlerini açmış,merak içinde bakıyordu. Sessizliği Dilara bozdu. "Bu tip ne? Üstünden tır mı geçti lan?"

Yok, Bora geçti.

Sertçe yutkundum ve onlara bir şey söylemeden koltuğa oturdum. İkisi de kuyruğummuş gibi hemen karşıma oturmuşlardı. Bakışlarımı dışarıya çevirmiş onun dediklerini düşünüyordum.

"Ben kendimden senin için vazgeçmişken, sen dik başlılığından bir kez olsun vazgeçip bana güvenmedin."

Gözümün önünü bir el kapattığında o yöne baktım. Zeynep kendime gelmem ve onları görmem için el sallıyordu. Ona göz devirip konuştum.

"Seni görüyorum Zeynep."

"Lan anlatsana ne oldu? İkizim bir şey mi dedi? Ona göre eve gidince döveceğim."

Derin bir nefes verdim. "Hayır bir şey demedi. Dediklerinde haklıydı."

Bu sefer Dilara konuşmaya başladı.

"Lan kırk saattir ne dedi diye soruyoruz. Cevap versene."

İkisinde de gözlerimi gezdirdim. Kardeş olsalar bu kadar olurlardı galiba.

Yönümü onlara çevirip dirseklerimi masaya koydum. Konuştuklarımızı baştan sona onlara anlatmaya başladım.

Anlatmayı bitirdiğimde Zeynep ve Dilara kıkırdıyorlardı.

"Bu çocuk sana abayı fena yakmış."

Dilara Zeynep'i sözünü devam ettirdi.

"Eee tabi sen de bu duruma bu kadar üzüldüğüne göre sen daha fena abayı yakmışsın."

Bu sefer sözü Zeynep ele aldı. "Kısaca çok fazla uzadı, evlenin. Nikah şahitleriniz biz olalım."

Ağzım açık onları dinliyordum. E yuh artık...

"Ya saçmalamayın, mal mısınız?"

Zeynep dilini 'he he' dermiş gibi çıkardı. Sormam bile hataydı,katıksız mallar hemde...

"İstemem yan cebime koy."

Oflayarak kafamı ellerimin arasına aldım. Abartmaları dışında biraz haklı gibiydiler. Üzerime çektiğim duvarları Bora çoktan yıkmıştı. Ne zamandır birisi için ağlamayan ben, ilk defa birisi için ağlamıştım. Duygularımı anlayamıyordum, belki de bu hissettiğim arkadaşlık sevgisinden başka bir şey değildi. Belki de o beni öyle görmüyordu. Sadece beni çok fazla benimsemiş de olabilirdi.

Corona | TextingWhere stories live. Discover now