1-Anne

841 98 165
                                    

Merhaba çiçeklerim. Yeni hikayemle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Hikayenin hoş bir kurgusu var, şaşırtmayı seven bir yazar olarak ilerleyen bölümlerde kitabı daha çok seveceğinize eminim. Emeğimin karşılığı için yıldızı doldurmayı unutmazsanız çok sevinirim. (Bence önce oylayın, sonra unutursunuz :d) Ve tabiki fikirleriniz benim için çok önemli. Bu yüzden yorum yapmayı da ihmal etmeyin. (Saçmalamak serbeeest)
Sizleri çok seviyorum, hoşça kalın.

Başlangıç tarihinizi yazın 🧜

Fotoğraf: Milena

Her zaman hayal gücü güçlü ve hayal kurmayı seven bir kız olmuştum. İzlediğim filmlerde, okuduğum kitaplarda kendimi ana karakterin yerine koyar, onun hissettiği duyguları hissetmeye odaklardım kendimi. Böylece kapılır giderdim bir duygu seline.

22 yaşındaydım. Asosyal sıradan bir kızdım. İnsanlar her zaman çok farklı olduğumu söyler dururdu. En çok da annem. Bu zamana kadar bu farklılığın ne olduğunu çözememiştim tabi. Lisem bittiğinden bu yana hala  üniversite sınavına girmemiştim. Hayata erken atılmak zorunda kalmıştım.  Çocuk yaşımda fazla sorumluluk yüklenmişti omuzlarıma.  Haftanın 6 günü evde çalışıyordum. Kitap ve dizileri ingilizceden türkçeye çeviriyor, geçimimi bu sayede kazanıp, kısmi felçli anneme bakıyordum. 5 sene önce babam annemi aldattığında annem bunu öğrenip kalp krizi geçirdi. Bir süre yoğun bakımda yattıktan sonra ayağa kalkamaz hale geldi. Babamsa arkasına bile bakmadan tam karakterine yakışır bir şekilde çekti gitti.

Yine de annem yaşadığı için her gün Allah'a şükrederdim. Eğer o olmasaydı bu dünya da yapayalnız kalırdım. Annem her ne kadar ona bakmak zorunda olduğum için üzüntü ve utanç duysa da zamanla bu duruma alışmak zorunda kalmıştı. Bana yük olduğunu düşünür, gizlice ağlardı. Geceleri Allah'a "Lütfen canımı al, evladıma yük olmak canımı çok yakıyor. Ona güzel bir hayat bahşet." diye dua ettiğini duyduğumda kendime gelemez, yan odada sessizce çığlıklarımı içime atarak içli içli ağlardım.

Zor bir hayatım vardı. Baba tarafımdan kimse ile görüşmüyordum. Annemle babam  kaçarak evlendiği için de annemin babası onu reddetmişti. Anneannem ise ben çok küçükken vefat etmişti.  Anlayacağınız gerçekten yalnız ve kimsesizdim. İlkokulu ve liseyi aynı okulda okuduğum kız arkadaşım Ecmel dışında arkadaşım da yoktu. O bu çıkmazda benim tek tesellim, tek sırdaşım, dert ortağım olmuştu.

🌙
Alarmın sesiyle gözlerimi açıp bulanık gözlerimle etrafa baktım. Gözlerimi telefonuma çevirdiğimde, saatin 11 olduğunu gördüm. Ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtıp doğruldum. Banyoya gidip yorgunluktan çökmüş göz altlarıma baktım ve kafamı iki yana salladım. İşimi bitirdikten sonra banyodan çıkıp annemin olduğu odaya gittim. Gözleri açıktı.

Yüzümdeki mutsuz ifadeyi hemen silip yanına yaklaştım ve, "Günaydın sultanım." dedim gülümseyerek. Annem boş bakan gözlerini bana çevirdiğinde gözleri gülümsedi. "Günaydın kızım."

"Bugün kahvaltı da ne istersin söyle bakalım." dedim neşeli bir sesle. "Menemen mi, haşlanmış yumurta mı?"

"Pek iştahım yok kızım." dedi annem yorgun bir sesle. "Sen et kahvaltını ama, aç kalma."

Yüzümdeki gülümseme aniden silindi. "Neden annecim? Miden mi bulanıyor?" dedim tedirgin bakışlarımı üstünde dolandırırken. "Bir yerin mi ağrıyor?"

"Yok kızım iyiyim, daha uykum açılmadı herhalde." dedi inandırmak ister gibi. İnanmadım. Sesindeki tedirginliği iliklerime kadar hissetmiştim. Karnımda endişe izleri taşıyan sızı baş gösterdiğinde başımı iki yana salladım. "Az da olsa bir şeyler yiyeceksin. Hazırlamaya gidiyorum." diyerek bir şey demesine fırsat vermeden odasından çıktım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 17, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SANRI Where stories live. Discover now