0.3

240 35 27
                                    

Sooyoung odasında kitap okuyup hayaller kurarken ablası Joohyun geldi.

"Sooyoung konuşmamız lâzım!"

Sooyoung ablasının aniden girip yüksek sesle konuşmasına karşın şaşırırken "Konuşalım" dedi yalnızca.

Psikolog olan Joohyun Sooyoung'un sorununu bilen nadir kişilerdendi.

Henüz tedavisi olmayan ve hastalık olduğu konusu bile psikolog ve psikiyatristler tarafından tartışılırken Joohyun kız kardeşi için bir şeyler öğrenmeye çabalıyordu.

Joohyun derin bir iç çektikten sonra tedirgin şekilde söze başladı
"Maladaptive daydreaming için yurtdışından bazı psikolog ve psikiyatristler, bipolar, obsesif kompulsif bozukluğu ya da şizofreni başlangıcı olduğunu düşünülüyor. Kesin değil ancak ihtimali tartışma konusu oldu. Yarın okula gitmek yerine beni eğitenlerden biri olan psikiyatriste götürmek istiyorum. Annemlerle de konuşacağım tamam mı?"

Sooyoung şaşkınlık içerisinde ablasının dediklerini dinledikten sonra endişeyle konuştu.
"Ama benim halüsinasyon görmek ya da buna benzer sorunlarım yok ki. Yalnızca hayal dünyamdan ayrılmakta zorlanıyorum."

"Ancak bu süreç içerisinde nerede olduğunu hatta ne kadar vakit geçtiğini dahi anlamakta zorlanıyorsun Sooyoung. Kaldı ki kesin demiyorum, henüz Kore'de ya da başka bir ülkede kabul edilmiş bir şey de değil yalnızca ihtimaller tartışılıyor. Korkma soru soracağız ve cevap vereceksin, ben de yanında olacağım."

Joohyun kız kardeşinin ellerini tutup destek vermek istercesine sımsıkı sardı elini. Sooyoung hüzünle ablasına sarıldığında Joohyun da onu kolları arasına aldı.

Geri çekildikten sonra Sooyoung'un yüzüne bakıp gülümsedi.
"Biraz da güzel şeyler konuşalım! Jaehyun ile aran nasıl?"

Sooyoung gözlerini kocaman açıp ablasına baktı.
"Biri duymasın!"

Joohyun göz devirdi, "Yahu kim duyacak? Odada yalnızız."

"Kapının yakınlarındalarsa annemler?"

Joohyun sinirle ona baktıktan sonra Sooyoung anlatmaya karar verdi son olanları.
"En son bakkala pijamalarla, saçım başım dağınık gittiğimde Jaehyun karşıma çıktı. Ben de çirkinim diye hemen uzaklaşmak istedim ancak o beni çoktan fark etti ve sonra el salladı ben de hemen gittim. Sanırım ayıp ettim..."

Joohyun Sooyoung'a bakıp kaşlarını çattı.
"Güzel görünmediğini düşündüğün için gitmek isteyebilirsin ancak o seni fark ettikten sonra yanına gitmeliydin Sooyoung. Çocuk kırılmış olabilir, seni seviyorsa da senin onu sevmediğini düşünebilir."

Sooyoung daha da üzülmüştü.
"Of aptalım ben!"

Joohyun gülerek, "Evet, tam bir aptalsın",dediğinde Sooyoung sinirle ablasına döndü.

"Sensin o!"

Her abla kardeşin arasında olan atışmalarını yaşarlarken Sooyoung'un telefonundan gelen bildirim sesiyle ikisi de durdu.

Sooyoung telefonunu alıp kimin yazdığına baktığında Jaehyun'un sınıf arkadaşlarının olduğu gruba mesaj attığını gördü. Bunu üzerine gözleri parlamıştı bir de üzerine sesli mesaj atmasıyla ses kaydını büyük bir heyecanla açtı.

Defalarca onun sesine dinledikten sonra Joohyun da gülümsedi.
"Güzel bir ses tonu var."

"Evet, hem sesi hem de yüzü çok güzel."

Joohyun şakayla karışık "Yok mu bir abisi falan?",dedi gülerek.

Sooyoung bunu ciddiye aldı.
"Umarım vardır! Ben Jaehyun ile evlendikten sonra da senle aynı binada yaşamak isterim! Ay hayalini kurarım ben bunun!"

Ablası ona göz devirip odadan çıkmadan önce son kez kardeşine baktı.
"Sen akılanmaz, iflah olmazsın."

Daydream ↪ jaehyun + joy ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin