3.Bölüm🔼"Camdan Kalp"

59 46 12
                                    

Bölüm şarkısı : monica molina~ay amoor

***

Elini tutamazdım, eğer tutabilme şansım olsaydı hiç bırakırmıydım ki ben. Asla bırakmazdım. Ömür boyu tutardım o eli.

"Yiğit ne yapıyorsun sen? Neden anlamak istemiyorsun beni? Ben başkasını sevi-"

"Lütfen devamını getirme. Canımın ne kadar yandığını görmüyormusun? Ama ben görüyorum, senin de canının yandığını... peki ya feride bunu bize niye yapıyorsun?"

Ah yiğit. Keşke sana anlatabilseydim.
Kalbim sanki camdan yapılmıştı. En ufak bir şeye kırılıyordu.

"Benim gitmem gerek. Umarım seninde karşına biri çıkar ve mutlu olursunuz onunla" dedim.
Gerçekten istiyormuyum bunu? Hayır istemiyorum. Çünkü benim kalbim hep ona ait kalacak. Onunkisinin de hep bana ait olmasını istiyorum. Çok bencil biriyim biliyorum ama ne yapayım dayanamam onun bir başkasını sevmesini...

"Feride anladım belli ki yine susacaksın ama şunu bil, onunla evlensen bile ben her daim seni seviyor olacağım. Ve birgün bana gelişini bekliyor olacağım. Yani ilerde o adamla ayrılsan, sakın gelmekten çekinme! Çocukların varsa da... ben onlara da sanada çok iyi bakarım."

Hiç bir şey söyliyemedim. Ne diye bilirdim ki zaten?
Yanından geçerek, bahçe kapısını açtım. Arkamdan yine seslendi hüzün ve acı dolu bir sesle;

"Kendine iyi bak feride. Allaha emanetsin."

Yapma şöyle yiğit. Canım yanıyor seni böyle bu şekilde bıraktığım için. Bir gün kavuşmak dileğiyle...
Kendine iyi bak demek isterdim ama bilirim ben seni, ben yokken iyi bakmazsın kendine...

Eve doğru yürürken, sanki her bina üstüme düşecek gibi hissediyordum.
Kaldırımlardan birine oturdum. Parmağımdaki yüzüğe baktım. Evet her ne kadar istemeden taksam da bu yüzüğü. Ama yine de saygı duymam gerekiyor. Bir daha ne olursa olsun yiğit'le konuşmıyacaktım. Bunu kendime tembih etmiştim. Kalbimde o olabilir ama yanına gidemezdim. Bu başta ertunç'a sonra da kendime yaptığım bir saygısızlık olur. Ha birde evliliğe. Ben böyle biri değilim.
Yerimden kalktım. Tekrar yarıda bıraktığım yolu devam ettim. Eve vardığım da, kapıyı çalmaya başladım. Annem kapıyı açınca, içeri girdim. Paltomu dolaba asarken, annem soru sormaya başladı;

"Nereye gittin kızım?"

"Yiğit çağırdı. Son kez onunla konuştum." Dedim.

"Kızım niye gittin yiğit'le? Ya bir gören olsaydı sizi?" Diye sordu annem telaşla.

"Haklısın anne ama son kez konuşalım deyince hayır diyemedim." Deyip merdivenleri çıkmaya başladım ve odama girdim.

1 hafta sonra;

Düğüne sayılı günler kalmıştı. Elimdeki düğün davetiyeme bakarken gözlerim dolmuştu. Çoğu kişinin mutluluktan gözleri doluyor ama kendim için aynı şeyi söyliyemiyecektim.
Yerimden kalkıp, yiğit'le anılarımı içine sakladığım kutuyu aldım. Boynumdaki anahtar kolye'ile açıp içine davetye'yi koydum. Sanki böylelikle açıklık kazandırmıştım kutuya; 'bu masalın sonu der gibi'
Bizim de hikayemiz mutlu sonla bitmemişti. Bundan sonra hayalimde olmayan bir sona gidecektim. Kendi kendime teselli veriyordum. "Sen tek mi böyle bir hayata mahkum edildin? Böyle hayatı yaşayan çok insan var. Sende onlardan birisin." Diye kendimce teselli veriyordum. Ama geçmiyordu. Verdiğim teselliler boştandı. Acımı dindiremiyordum. Bir türlü kabullenemiyordum bu durumu.
Güçlükle ayağa kalkıp, elimi ve yüzümü yıkadım. Bugün gelinlik bakmaya gidicektik. Fark etmezdi. İlk denediğimi seçecektim. İçimden gelmiyordu.
Korna sesini duyunca ertunç'un geldiğini anlamıştım. Aşağı inip ceketimi aldım ve evden çıktım.
Ertunç arabada beni bekliyordu. Arabanın arka kapısını açıp koltuğa geçtim.

FERİDE {düzenleniyor}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin