🌼16🌼

684 55 48
                                    

[Büyük savaştan 1 gün sonra, gece 03.00]

Gördüğü tuhaf rüyadan kaynaklı aralamıştı gözlerini jaemin. Neden uyandığı hakkında bir fikri yoktu. Saat'e baktığında ise daha gecenin üçüydü. Bu yüzden uyumayı denemek için sağ tarafına döndü.

O sırada ciğerlerinin kapısını çalan ve asla doyamadığı okyanus kokusunu içine çekti ve gözlerini sarı saçlı sevdiğinin yüzüne çıkardı. Biraz inceledi tanrının sanatı ile harmanlanmış sıfatını. Günlerce kaldığı karanlıkta unutmaktan delicesine korkutuğu yüzü. Şimdi ise karşısında tatlı nefes alışverişlerini bile hissedebilmek bağırarak ağlamak istemesine sebep oluyordu.

İşaret parmağını ürkekçe kaldırdı ve sarı saçlı büyüğün kusursuz yüzünün her zerresinde gezdirmeye başladı.
İpek gibi kirpiklerinde, kavisli kaşlarında, sağ gözünün altında ki bende, gözlerinin kenarlarında ki küçük belli belirsiz kırışıklıklarda, inci beyazı teninin üstüne serpiştirilmiş pembe pigmentlerin olduğu elmacık kemiklerinde, ince ama dolgun şeftali rengi ve doymak bilmediği dudaklarda, her yerde gezdirdi işaret parmağını.

O sırada büyük olan yavaşça araladı şişmiş gözlerini. Yüzünü inceleyen küçüğünü gördüğünde küçük olan parmağını hızla indirdi ve utanırcasına büyüğüne baktı.

" Üzgünüm, seni uyandırmak istememiştim."

Jeno gülümsedi ve yaklaşıp küçüğünün burnuna bir kelebek öpücük kondurdu. Sonra ise öpücükler çoğalmaya ve yayılmaya başladı. Jaemin'in kıkırtıları büyük olanın öpücükleriyle orantılı olarak artıyordu. Ne vardı da hiç böyle şeyler yaşamasalardı ve her gün huzurla gözlerini geri kapatsalardı...

Jeno'nun düşünceleri kafasından dışarıya taşıcakmışcasına artarken jaemin ellerini büyüğün yüzüne çıkarttı ve konuştu.

" Seni gerçekten çok özledim jeno-yah..."

Jeno duyduğu hitapla biraz duraksadı ve ellerini jaemin'in beline kendine iyice çekti.

" Ben de seni çok özledim güzelim...her gece içimde bir çığ misali büyüyen kokruyla uyumaya çalışıyor,ve sabaha karşı berbat kabuslarla uğraşıyordum. Sen olmadan, kokun olmadan, nefesin olmadan rahat uyku uyuyamıyordum..."

Jeno dolan gözlerini birkaç kere kırpıştırdığında gözyaşları özgürliğüne kavuşmuş ve beyaz yastığın üstüne düşüvermişlerdi. Jaemin baş parmaklarıyla büyüğün yanaklarını severken konuştu.

" Ama herşey geçti yakışıklı'm...artık burdayız birlikteyiz ve nefeslerimiz birbirleriyle harmanlanırken sarılabiliyoruz. Daha ne isteyebiliriz ki? "

Ve jaemin büyüğün ensesinden kendine çekip ağlamasına izin verdi. Büyük olan hıçkırıklarını toparlayamıyordu ama,zaten kendisi dağılmıştı. Daha kendini bile tek başına toplayamazken hıçkırıklarını nasıl toplayabilsin?

" Ben küçükken babam bana bir şarkı söylerdi jeno-yah...büyülü bir nehir hakkındaydı."

Jeno sessizleşmiş hıçkırıklarıyla küçüğünü dinliyordu. Jaemin gülümsemiş ve bahsettiği şarkıyı küçük küçük mırıldanmaya başlamıştı.

" Poyraz eser kıyıda,
Bir nehir var dolu anıyla,
Uyu yavrum güvenle,
Yanıtların bu nehirde...

Saf ve derin suyunda,
Ulaşırdın yanıtlarına,
Sesine doğru uzan,
Durmayı bil boğulmadan...

Seslenir özel kişiye,
Sihir vardır şarkısında,
Hazır mısın yüzleşmeye,
Bu nehrin yanıtlarıyla...

Poyraz eser kıyıda,
Bir nehir var dolu anıyla,
Dön yavrum sen yuvana,
Yık ve ulaş doğrulara..."

Magic Forest || Nomin Where stories live. Discover now