2. Bölüm

217 22 38
                                    

Kai'nin ofisi büyüktü. Koyu kahverengi mermer zemin ve onunla uyumlu krem duvar kağıdı güzel bir uyum içindeydi. Kapıdan girdiğinizde sağ tarafta kalan mat siyah masasının arkasındaki duvar ahşap şeritlerle kaplanmıştı. Masanın önünde ise koyu gri bir koltuk takımı tamamlıyordu dekorasyonu. Ormanın içindeki bir ofis için oldukça güzel bir renk skalasıydı. 

Kapıdan girer girmez karşınıza çıkan boydan boya uzanan cam duvardan gördüğünüz manzara ise pahabiçilemezdi. Sehun belki bir kurt olarak hayatının çoğunluğunu ormanın içinde geçirmesinden dolayı bu ofise böylesine aşık olmuştu. Belki de kim görse aynı tepkiyi verirdi. 

"Manzarama aşık olmayı bıraktıysan neden geldiğini söyle?" Jongin çoktan masasına ulaşıp koltuğuna yerleşmişti. 

"Rae'yi senden almaya çalışmıyorum."

"Bunu tartışmaktan çok sıkıldım." 

"Buraya her gelişimde bunun için olduğunu düşünme!" Sehun sonunda dayanamayarak sesini yükseltti. Her seferinde esmerin ona bu hikayedeki kötü adammış gibi davranmasından sıkılmıştı. Ne zaman üssün kapısından girse bütün avcıların onu yargılayan bakışları umrunda değildi. Ancak Kai ona bir hiçmiş gibi baktığı zaman içinde bir şey kopuyormuş gibi hissediyordu. 

"Onu benden saklamayı da bırak, ne zaman gelecek olsam özellikle benden saklıyorsun ve oyun oynamak için dışarı çıktığını söylüyorsun. Burada olduğunda kokusunu alabiliyorum Kai, bu yüzden yalan söylemeyi kes." 

Kai birkaç saniyeliğine sessiz kaldı. Alfanın bu duruma bu kadar dolduğunun farkında değildi. Hatta buna neden bu kadar kızdığını bile anlamıyordu. Basitçe onlar birbirinden hiç hoşlanmayan iki türdü. Kai'nin görevi kendi türünü güvende tutmaktı. Sehun'nun görevi de kendi türünü güvende tutmak... Aralarındaki ilişki sadece menfaat çakışmaları doğrultusunda gerçekleşiyordu. 

"Sana neden geldiğini sordum?" Avcının sesi Sehun'a kıyasla çok daha sakin çıkıyordu. Alfayla tartışmak istemediği için konuyu değiştirmeyi tercih etmişti.

 Sehun derin bir nefes aldı. Adımlarını avcının masasının önündeki koltuklardan birine doğru çevirdi. "Dün akşam devriyede bir şey buldum."

Kai'nin yüzündeki ifade birden değişti. Duruşunu dikleştirerek alfanın ceketinin cebinden çıkardığı resimlere uzandı. Jongin kaşlarını çatarak baktığı resimlere bütün dikkatini verirken Sehun diğerini izleme hatasına düşmüştü. Küçükken korktuğu hikayelerdeki avcının yüzünün yarısına yansıyan güneş ışığıyla bu kadar güzel görünmesi haksızlıktı. Korkun. ve çirkin bir adam olsaydı işi çok daha kolay olurdu.

Birden Jongin'nin ona baktığını fark etmesiyle irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı. Sahte bir öksürükle gözlerini iki kaşını da havaya kaldırarak ona bakan avcıdan kaçırdı. Yanaklarının kızardığının farkındaydı ve lanet olsun ten rengi bunu saklayamayacak kadar beyazdı.

"Efendim?"

"Dedim ki vampir olduğunu düşünmüyorsun herhalde."

Sehun'nun başında olduğu devriye dün gece başka bir insan cesedi bulmuşlardı. Kendi sürüsüne ait bir kurt değildi bu yüzden insan olduğu varsayımını yapıyordu. Bütün kanı boşaltılmıştı ve boynunda iki diş izi vardı. Kim olsa aklına gelen ilk seçenek vampirler olduğuydu. Ancak...

"Biliyorum, vampirler bu kadar güneyde yaşıyamazlar. Güneş ışınları onlar için ölümcül burada."

"Copycat gibi bir vaka olabilir."

"Öyleyse vampir saldırılarına karşı çokça bilgisi olan biri olmalı." Sehun uzanıp Jongin'nin masaya bıraktığı resimleri eline alacaktı ki esmer eller tarafından durduruldu.

Antagonism (ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now