24

2.4K 268 115
                                    

_

Sabah gözlerimi açtığımda Jeongguk'un çıplak sırtına bir bakış atmıştım. Aklıma dün gece gelirken yüzümde bir gülümseme oluşmuş ve yan dönerek sırt üstü yatağa uzandım. Kollarımı iki yana açıp esnediğimde biri tekrar çadırımıza dalmıştı. Ve bu kişi yine Soobin'di.

"Hyung!"

Telaşlı ve neşeli hali beni meraklandırsa da şuan ki durumumuz pek müsait değildi. Soobin yatakta yatan iki çıplak bedene yani benim ve Jeongguk'un bedenine kısa bir bakış atıp hemen arkasını dönmüştü. "Uh, özür dilerim hyung. Sen merkezde olanları bana anlat deyince ben.."

"Tamam Soobin. Üstümü giyiniyorum bekle."

Örtümü açtığımda minik olan dolaptan iç çamaşırı ve ve pantolon alıp üzerime geçirmeye çalışmıştım. Dün Jeongguk beni zorlamış ve işin sonucunda en çok bacaklarım ağrımıştı. Birde Jeongguk'un beyaz gömleğini giydiğimde uzanıp Jeongguk'un uyuyan yüzüne baktım. Yanağına küçük bir öpücük kondurup telefonumu aldım ve hala arkası dönük olan Soobin'in omzunu sıkmış ve çadırdan çıkmıştık.

"Ee anlat bakalım? Bu arada Yeonjun nerede?"

"O biraz yorgun. Bu aralar uyuyamıyor bile, bir de dün akşam.. kustu."

"Kustu mu? Nasıl?"

"Şey.. ben ona sarılıyordum. Sonra daraldığını söyledi. Ondan sonra sıcak bastığını söyledi. Tişörtünü çıkardı. Su içmesini söyledim. Su içti ve sonrada kustu."

"Bana normal bir şeymiş geldi. Soobin.. biliyorsun Yeonjun bir insan değil. Vücudunda bir takım değişimler olabilir."

"Huh.. anlayabiliyorum hyung. Bu çok zor ve ben, onun yanında olmaya çabalıyorum."

"Bunları aşacağınıza inanıyorum. İkiniz çok sevgi dolusunuz. Şimdi bana merkezde olanları anlat."

"Aslında bu askerler Rusça konuşuyor ve ben hiç bir şey anlamıyorum. Ama beden dilinden anlarım! Mesela bölgenin dördüncü kısmında saldırı olmuş. Birkaç bilim insanı Yeonjun ile ilgileniyor ve, sen haklıydın hyung. Yeonjun gerçekten bir mucize."

Yüzüme bilmiş gülümsememi yerleştirip ellerimi cebime soktum. Ben asla yanılmazdım. Yeonjun bu dünyanın tek kurtuluşuydu. Ve bunu ilk fark eden olarak kendimle gurur duyuyordum. Önümüze çıkan mavi gözlü askerle kaşlarım kalkmış ve ikimizde yürümeyi kesmişti. Asker kollarını göğsünde birleştirmiş ve mavi gözleriyle vücudumu süzmüştü.

"Yorulmuş görünüyorsun Güneyli. Gecen zor mu geçti?"

"Ne diyorsun sen?"

"Kocan diyorum, seni çok zorlamış anlaşılan. Sesin yankılanıyordu."

Seğiren göz bebeklerimle yakasını kavradığım ve sertçe çektim. "Öldürürüm lan seni!" Yanımıza diğer askerler gelirken Soobin beni çekmeye çalışıyordu. Birkaç asker ve Soobin beni tutmaya çalışırken parmağımı ona doğrulttum. "Seni var çok pis döverim! Asker dinlemem yemin ederim kafanı patlatırım senin! Sana ne lan bizden!"

"Boğazını dün akşam çok zorladın Güneyli. Şimdi bağırma, canın çok yanmasın."

"Bak hala konuşuyor orospu çocuğu!"

Ellerden kurtulduğumda üzerine atlamak için yeltendiğimde Jeongguk aradan çıkıp belimi yakaladığında havaya kaldırmış ve beni olay yerinden uzaklaştırıyordu. Çadırların arasına girdiğimizde beni indirmiş ve şişmiş gözleriyle bana bakmıştı. "Neler oluyor Taehyung?"

"O orospu çocuğu dün gece bizi dinlemiş! Bana iğrenç imalar yaptı bende sinirlendim."

"Ah Taehyung.."

Battle of Bangtan Z¹ × TaeKook✔Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt