7

366 40 15
                                    

Beklemediği bir karşılıktı bu. Düşüncesiz davranmış onun hissettiklerini önemsemeden ona sevdiğini söylemiş birde üstüne öpmüştü. O öpücüğe karşılık geleceğini hiç ama hiç düşünmemişti. Wang Yibo'yu öptükten sonra kendine gelip ne yaptığını anladığı an gözleri sonuna kadar açılmış, şaşkınlıkla geriye çekilmeye hazırlanıyordu.Tam ondan uzaklaşacakken ensesinde hissettiği el onu kendisine çekmiş, daha bir kaç saniye önce buluşmuş dudaklar tekrardan birleşmişti. Islaktı. Sıcaktı. Resmen dudakları alev alev yanıyordu.

Başta sanki narin bir mücevher gibi davranırken birden sertleşmişti öpücükleri. Wang Yibo dudaklarıyla onun dudaklarını adeta eziyordu. Kimsenin onları göremeyeceğinin de farkında olduğu için hareketleride serbestti. Kendini durdurmayı istedi ama Xiao Zhan'dan bir tepki gelmeyince devam etmişti. En son dudaklarını dudaklarından ayırırken alttaki et parçasını dişleri arasına sıkıştırmış, ayrılırken çekiştirmiş birazcık kanamasına neden olmuştu.

Xiao Zhan parmak uçlarıyla kanayan dudağını tutarken karşısındaki adamın yüzündeki sırıtış adeta kalbinin yerinden çıkmasına neden olacaktı. Cidden onu bu zamana kadar hiç tanımamış gibiydi. Takip ettiği zamanlardan çok farkı bir Yibo vardı karşısında. Dışarıya karşı görünen Yibo her ne kadar  soğuk, katı,huysuz ve konuşmayan biri olsa da Zhan'a karşı tam tersiydi. Durmadan gülüyor, konuşuyordu. Daha bir kaç dakika önceki öpüşmelerini düşününce yanakları kızarmıştı. Düşündükçe soğuk soğuk terlemeye bile başlamıştı.

Yibo yerden elleriyle destek alarak ayağa kalmış bir elini Zhan'a doğru uzatmış ''Hadi gidelim.'' demişti. Hiç beklemeden tutmuştu o eli Xiao Zhan, bundan sonrada hep tutacak, asla bırakmayacaktı.

***

Geçen bir buçuk ayda daha da yakınlaşmışlardı. Xiao Zhan onun olduğu derslere daha da bir zevkle giriyordu. Vizeler geçmiş finaller yaklaşmıştı. Aldığı notlar kötü değildi ama finallerde iyi not alamazsa bu seferde kalacaktı dersten. Bıkkınlıkla üfleyip püflerken Yibo'nun ''gege cidden'' dediğini duymuştu. Devamını getirmesine gerek yoktu Zhan ne demek istediğini anlamıştı.

''Sevmiyorum Yibo gerçekten sevmiyorum. Bu okulu bitirmek babam ve abim gibi avukat olmak istemiyorum.'' İç çekerek söylenmişti.

''Avukat olmak zorunda değilsin gege.'' Söyledikleri kulağına geldiği anda yüzünü ona doğru çevirmiş, sadece ''Ne?'' diyebilmişti . Soru muydu bu yoksa şaşkınlıkla mı söyledi emin değildi ama devam ettirdi Yibo.

''Evet avukat olmak istemiyorsan olma. Peki savcı olmaya ne dersin?''

Soruydu bu, ona ilk kez yöneltilmiş bir soru.

''Madem suçluları savunmak istemiyorsun o zaman sende onları yakalar, cezalarını çekmelerini sağlarsın.''

Gözleri daha da büyümüştü Xiao Zhan'ın. Şimdiye kadar düşünmemişti bunu. Ama şimdi o söyleyince sanki içinde tuhaf şeyler hiisetmiş,midesinde kelebekler uçuşmuştu. Bir an kendini savcı cübbesi içinde mahkemede hayal etmişti. Daha sonra söylediği son cümle geldi aklına ''onları yakalar cezalarını çekmelerini sağlarsın.'' İlk kez bu okula geldiği için mutlu olmuştu. Onunla karşılaştığı için, herşey için mutluydu. Kararını vermişti savcı olacaktı. Bundan sonra tek hayali, tek hedefi buydu. Wang Yibo dışında...

***

Derslere daha da çok odaklanıyor, daha fazla çalışıyordu. Bu sene bütün alttan derslerini verip seneye sorunsuz mezun olmalıydı. Kütüphanede, sınıfta, bahçede her yerde deli gibi ders çalışıyordu. Şimdiye kadar göstermediği çabayı sadece bir kaç ayda  göstermesi Zhuocheng'i işkillendirmişti. Ders çalışmak bir yana normalde her ders uyuyan adam pür dikkat dinliyordu anlatılan konuları. Sebebini aşırı merak ediyordu ama saçma birşey çıkmasından da aşırı korkuyordu.

ARE YOU KILLER [YIZHAN]✔Where stories live. Discover now