20. BÖLÜM: "SÖZ ve KELİMELER"

733 61 51
                                    

20. BÖLÜM: "SÖZ ve KELİMELER"

Sezen Aksu, Ben Sende Tutuklu Kaldım

✴️

Gecenin getirdiği haz, iki bedenin sevişmesini sağladı.

Ruhlar kana kana içti birbirini, bedenler doydu birbirine.

Kollarım boynuna daha sıkı dolandı, onu kendime daha çok çektim. Bu haz nereden geliyordu bilmiyordum ama ondan ayrılmak istemiyordum, bunu biliyordum. Belki onun gözünde yüzsüzdüm, bilmiyordum. Bildiğim tek şey onu kendimden bile, kendi canımdan bile daha çok sevdiğimdi.

Ben, onunla doluydum, her zerremde, her hücremde. Dudakları dudaklarımı asıldı, inlemem onun dudaklarının arasında yankılandı. İniltimi bile kendine ait kıldı, ben onundum, o benim. Biz birbirimizindik, bunu hiç kimse, hiçbir şey değiştiremezdi. Benimsin, kelimesini sevmesemde ona ait olduğumu, onunda bana ait olduğunu biliyordum, bunu kabul ediyordum, tüm benliğimle.

Kolları belimden tutup kendine çekti, tırnaklarımı ensesine batırdım. Onunda dudaklarından bir inilti koptu, bunu beni sevindirdi. İkimizinde maskeleri çenesindeydi, maskelerimiz bize engel olmuyordu.

Birden kendimi geri çekince Ateş gözlerini açıp çattığı kaşlarıyla bana bakıyordu. Alnımı çenesine yasladım, birkaç saniye soluklandım gözlerimi kapatıp. Ateş'in avuç içleri omuzlarımdaydı, kemiklerimin belli olduğu omuzlarımı tutuyordu. Onun verdiği soluklar saçlarımın içine giriyordu, saçlarım iki yanımdan sarkmıştı. Alnımı çenesinden çektim, gözlerimi açıp onun siyah gözlerine baktım, beni öldürüp sonra da yaşatan gözlerine.

"Neden ayrıldın?" diye sordu fısıltıyla, alnını alnıma bastırdı, gözlerini kapattı, onun gözlerini kapatmasıyla ben de kapattım. Önce omuzlarımı kıpırdattım, avuç içleri hâlâ daha omuzlarımı kavruyordu.

"Biri görürse?" dedim titrek sesimle, kalbim ağzımda atıyordu.

"Biri görürse basılmış olmaktan mı korkuyorsun, yoksa biri gördüğünde bunu yaymasından mı?" Sesindeki imayı hissettim. Ailemden bahsediyordu kelimeleri. Ailemin benden değil bir başkasından duyması onları hayal kırıklığına uğratırdı. Ateş'le birlikteliğimize karşı çıkmazlardı belki ama ben söylemekten çok çekiniyordum, sorun oydu. Onlar öğrenirse Doğan Amca ve Elçin Teyzede öğrenirdi ve ben utanıyordum. Zaten Elçin Teyzeyle annemin benimle Ateş'i yakıştırdığını biliyordum ama utanmamak elde değildi. Bariz bir şekilde çekiniyordum bu huyumda nefret etsem de.

"İkisi de?"

"Hayır Sannur, sen ikincisinden deli gibi korkuyorsun. Olmuyor kızım işte yapamıyorum ben böyle. Gelmişim yirmi altı yaşına, yakında yirmi yedi olacağım liseli ergenler gibi seninle kuytu köşede buluşuyorum. Koyuyor kızım. Bizimkiler biliyor olsa da bizi, onların yanında bile tam rahat davranamıyorum sana. Sanki bir yerlerden annen ya da baban çıkacakmış gibi korkuyorum. Olmuyor kızım, olmuyor. Yanımda duran sevdiğimin omzuna kolumu atamamak, onunla arama mesafe koymak insanların yanında olmuyor amına koyayım, olmuyor!" Haklıydı, ne diyebilirdim ki.

"Ama Ateş daha er..." diyecekken, "Sannur, bu gece annen ve anneme bari söyleyelim," dedi patadanak.

Ona irileşmiş gözlerle baktım, yutkundum.

kibrit ateşiWhere stories live. Discover now