Deprem( İZMİR)

46 3 0
                                    

Neydi yaşam bütünleşmiş bir parçacık yığını mı? unutulmuş bir kaç saat geçmiş? elde edilmek istenilen güzelliğin uğruna geriye kalan bir kaç saatlik yarını ve dün yanında olan nefesleri kesmek mi?

Hakkım olan sevgiyi elde etmek için çok sevimsizleşmiştim. Özümü unutmuş dünümü silmiştim. Neydi bütün bu olanlar. Dünyanın kaç merkezi vardı? 1, 2, sonsuz ? hayır cevap kesinlikle bunlar değildi. Var olan bütün insanlar kadar var olan dünya merkezi vardı, bazıları yukarı da bazıları dipte. Bu bir asansördü. En üstten başlı yordu ziyafet en dibe gidiyordu. Ziyafetin ne kadarsa o kadar dünyanın merkeziydin. Az ya da çok ama asla hiç değildi. Çünkü dünyadaki en büyük asansörden sonra kıta, ülke, şehir, mahalle, ev... asansör küçülüyordu. Kural aynıydı. Ne kadar ziyafet o kadar dünyaya muhalefet.

Ben şu an o asansörde en dipteydim çünkü ziyafetimi yemiyor yediriyordum. Kendimin farkında değildim. Bu acı bana hayatı sorgulatıyor ve pahalıya mal oluyordu, aklıma.

Daha kaç gezegenimin ademi olacaktı. Ademsiz bir gezegen kuramaz mıydım kendime. Kaan benim gezegenimin ademi olmazsa olmaz mıydı? penceremin dibinde sıcacık kahvemle fazlasıyla geniş düşüncelere dalmıştım. Çalışmam, sıfırdan başlamam gerekiyordu. Neredeyse hiç paramın kalmamış olması beni huzursuz ediyordu. Insanda ne çok varsa o en değersiz olandır. Kaan da çok mu vardım. Bütün düşüncelerimi Kaan'a ulaştıran o yol çıkmaz bir tünel mi?

Ben bunları düşünürken hamilelikten sandığım bir sarsıntı hissetmeye başlamıştım. Daha sonra kopan çığlıklar, gürültüler, duyulan o korkutucu ses bir nefes gibi enseme yapışıyordu. Belki de yapışan şey ses değil enkazdı. Kafama aldığım darbe ile yıkılmıştım. hepsinin 40 saniye gibi bir zaman diliminde olması olayları idrak etmemi zorlaştırıyordu.

Gözlerimi aralamak istiyorum, etrafa ses vermek. Üzerimdeki ağırlıkta ne, duyduğum bu çığlıklar, ağlama sesleri. Karnımda neden acı var.

13 Saat sonra.

Bitmek bilmeyen bir rüyaya dalıyor gibiyim. burnuma giren tozlar nefes almamı imkansız hale getiriyor.. Nerde olduğumu yeni idrak ediyordum.

-Kadri amcaaaaa!!!

sesimin kendime bile gelmediğini düşünüyor korkuyor, ve ölmeyi bekliyordum. Artık ölüp bu ağrıları hissetmemek. Uzaktan gelen hiç bir sese cevap verememek, hiç bir sessizlik beni bu kadar öldürmemişti. Hiç bir ağırlık benden bu kadar can götürmemişti. Bebeğim o iyi mi? midem bulanıyordu, boğazım kupkuru. Hiç ışık alamamak bu kadar çok mu korkutuyormuş beni. Meğer ben hiç karanlıkta kalmamışım. Neden beni kimse uyandırmıyor bu rüyadan, kabustan.

Bu çok korkunç, ben ölüyor muyum?

Karşımda gördüğüm annemin yüzüydü, yüzümü okşuyordu, bana su içirip anlımdan öpüyor ve bana ninniler söylüyordu. Son olarak kısa bir cümleyle bana veda etmişti.

-Bu acıları yaşayacağını bilseydim seni asla doğurmazdım.

Ben mezardaysam, neden nefes alıyorum, hissediyorum. Beni arıyorlar mı?  Bebeklere, başka insanlara bir şey olmuş muydu? Bütün şehir şu an benim gibi olabilir mi?

Ölmeyi bek-le-mek çok zor. ölemiyorum, ama saatler belki dakikalar sonra öleceğimi biliyorum. Korkuyorum. Bulunmamaktan ilk defa bu kadar korkuyorum.

18 saat sonra

-ILKIIIIIIIIIIMMMM!

Bu Yağız'ın sesiydi. Fakat gözlerimdekinin neyin uykusu bilmiyordum. Gözlerimin üstüne betonlar düşmüş olmalıydı. Çünkü açamıyordum. Enkazla bütünleşmiş kendime ev değil mezar almıştım, hatta babam bana ev değil, ölümlerin en korkuncunu hediye etmiş.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ACIM VE İLACIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin