39

1.5K 116 44
                                    


Bir rüyanın içinde gibiydi Sehun. Hayatının önceki dönemlerinde yaşadığı, yaşadıkları acı şeyler gerçeklerdi fakat şu an yaşadığı şey hayal gibi geliyordu. Ama Sehun geçmişte yaşadığı şeyleri bir kabus olarak adlandırmıştı tamda şu an. Şimdi içinde olduğu şeyi de en güzel gerçek olarak saymıştı.

Jongin, eşi karşısındaydı. Önlerinde küçük bir sofra vardı, üstünde Jongin'in yaptığı yemekler. Bulundukları oda özenle hazırlanmış gibiydi, Jongin'in kurduğu yer sofrasında bile gül yapraklarına rastlıyordu Sehun. Sofranın karşısında, karşısında oturan Jongin bile Sehun için hazırlanmıştı. Kendisini eşine sunar gibiydi Jongin.

Üstünde bedenine dar gelen, beyaz ve transparan bir gömlek vardı. Sehun'un gözlerinin çokça eşine kaymasının en büyük sebebiydi. Geniş omuz ve göğsünden aşağısı, en az kendi beli kadar ince olan eşinin beli siyah kumaş pantolonunun kemeri tarafından sıkıca sarılmıştı. Transparan gömleğinin içinde kavruk teni Sehun'un gözlerine şölen niyetine sunuluyordu.

Jongin bugün bilhassa Sehun için özenle hazırlamıştı herşeyi aynı zamanda kendini de hazırlamıştı eşi için. Onun gözüne hitap edebilmek için özenle hazırlamıştı kendini ve başarılı olduğunu da Sehun'un gözlerini üzerinden çekememesinden anlayabiliyordu.

"Beğendin mi?"

Ortamdaki sessizliği önce yalandan boğazını temizleyerek ardından konuşan Jongin bozmuştu. Sehun'un sürekli etrafta ve üstünde gezinen bakışları nihayet gözlerine değdiğinde Jongin vücuduna yayılan heyecana engel olamamıştı. İlk kez Sehun'la bir randevuya çıkmış gibi hissediyor, bu hissin geçip gitmesi mümkün olmuyordu. Çocuk gibi heyecan yapıyordu altı yıllık eşinin karşısında. Çünkü seviyordu onu, Jongin eşini çok seviyordu. Geçmişte yaptığı yüz kızartıcı şeyler için pişman olduğunu eşine gösteriyor ve telafi etmek için herşeyi yapıyordu. Değer veriyordu çünkü eşine, iradesinin oldukça zayıf olduğu anlarda Sehun'a karşı davranışlarını onun zihninden silip yerine en güzellerini eklemek istiyordu.

Jongin Sehun'u mutlu etmek istiyordu.

Ve bunun için didiniyordu, birşeyler yapmaya çalışıyor başarılı olmak istiyordu.

"Beğendim," Gözleri bir kez daha odada gezinmişti.

"Çok beğendim. Şeyi hatırlattı," Demişti gözleri eşinin gözlerine değdiğinde tekrardan. "Evlilik teklifini, o zamanda aynı bu şekilde hazırlamıştın herşeyi."

Başını sallamıştı Jongin. "Biraz benzetmeye çalıştım o anlara dönmek istedim."

"Herşey çok güzel, teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim." Demişti Jongin.

Aralarında az bir mesafe olduğu için kolayca elini yakalayabilmişti eşinin. İnce parmaklarını avuçları arasında saklamıştı.

"Buraya gelmeyi kabul ettiğin için, beni hiçbir zaman bırakmadığın için, beni hep sevdiğin için ben teşekkür ederim Sehun."

"Ben sadece sana ve oğluma layık olmaya çalışıyorum sizi mutlu etmek istiyorum Sehun."

Avuçları arasındaki ele dudaklarını bastırıp uzun bir öpücük kondurmuştu. Ve solumuştu eşinin ellerinin kokusunu. Ellerin kokusu olduğunu bilmezdi Jongin Sehun'u tanımadan önce. Sehun'un elleri gül bahçesi gibi kokardı, her parmak arasında başka bir bahçe gizliydi, her parmağı başka bir güldü. Jongin Sehun'la bilmişti ellerin bir kokusu olduğu, Jongin Sehun'un ellerinin kokusuna da vurulmuştu.

Yemeklerini kısa konuşmalar eşliğinde yemişlerdi. Jongin sürekli güzel şeyler söyleyerek Sehun'un yüzünden gülüşünün düşmemesi için çabalamıştı. Onu mutlu etmeyi, onu mutlu görmeyi ne çok özlediğini anlamıştı. Onun mutluluğuyla yüzündeki gülüşüyle oluşan kendi mutluluğunu özlemişti Jongin.

The Truth Untold ゆ SekaiWhere stories live. Discover now