"Neler yapmış peki?" (Onur)
"Anne ve babanızı öldürmüş." Deyince ilk kimseden ses çıkmadı. Kimse böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu.
"Sen ne dediğinin farkında mısın?" (Çağla)
"Evet Çağla farkındayım. Ailenizin ölümünde onun parmağı var. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama ileride ondan mutlaka öğreneceğim." Dedim.
"Iyide Ömer neden ailemizi öldürsün ki bu çok saçma! Ömer anne ve babamızı öldürmüş olamaz." (Onur)
"Evet bu çok saçma! Hem ben anne ve babamın yanındaydım. Orada bize kırmızılar saldırmıştı." (Çağla)
"Çağla kırmızılar Ateşle birlikteler. Ömerde Ateşin kardeşi. Kırmızılarla birlikte hareket ederek ailenize zarar vermiş olabilir. O savaş yerinde duyduklarım doğruydu benim."
"Sırf uykunda bir şey gördün diye Ömeri hayin ilan edemezsin! Ömer Ateşin erkek kardeşi falanda değil sen delirmişsin!" (Çağla)
"Çağla kırk yıl düşünsem Ömerin Ateşle iş birliği yapacağı aklıma gelmezdi. Bak Ömer benim erkek arkadaşımdı tamam mı! Onun hakkında böyle konuşmak benimde sinirimi bozuyor." Dedim sinirle. Bunu kabullenmek benim içinde zor ama ikiside bunu görmek istemiyordu.
"Ikinizde sakin olun! Bu şekilde tartışmanız doğru değil." (Babam)
"Ben tartışmak istemiyorum ki onlar söylediklerime inanmıyorlar. Ben doğru söylüyorum. Ömer onlarla iş birliği içinde o yüzden kırmızılarla görüşmüş olmalı!"
"Diyelim ki dedigin gibi o zaman ne zamandır bize ihanet ediyor?" (Onur)
Onur bana bu soruyu sorunca Çağla pes der gibi bir ifadeye takıldı ve hemen karşı çıktı.
"Abi gerçekten bu ihtimali düşünüyor musun!" (Çağla)
"Bir dakika Çağla. Seni dinliyorum Dolunay?" (Onur)
"Emin değilim ama en başından itibaren bize ihanet ediyor olabilir. Anne ve babanız öldüğünde daha benim Varis olduğumu bilmiyordunuz. O sıralar Çağlayı arıyordunuz. Ömeri o an gördüğümde dağılmış bir vaziyetteydi, durumu kötüydü. Beni görünce neler yaşadım haberin var mı dedi o sıralar onun yanında olmamı istiyordu. Ben onu ilk defa öyle gördüm. Gözlerinde hem acı hemde biraz pişmanlık var gibiydi. Ne yapacağını bilmeden Çağlayı arıyordu. Çağlanın yanımda olduğunu söylediğimde gözlerinde başka bir duygu gördüm. Ne olduğundan emin değilim." Dedim ve Çağlanın gözlerine bakarak devam ettim.
"Senin ne durumda olduğunu sordu Çağla. Ona ağır yaralandığını ama gücümü kullanarak seni hayatta tuttuğumu söyledim. Senin bir şeyler bilip bilmediğini merak ediyordu. Belki de onu görmenden yada ondan şüphelenmenden korkmuş olabilir.""Buna inanamam dolunay! O benim ikiz kardeşim." (Çağla)
"Değil. Gerçekte sizin aranızda bir kan bağı yok Çağla. Ben orada ne duyduğumdan gayet eminim. Ömer senin ikizin değil sadece aynı yılda doğdunuz ve ailen sizi ikizmişsiniz gibi yetiştirdi." Dedim.
"Abi lütfen sen bir şey söyler misin Dolunay beni dinlemiyor?" (Çağla)
Onur olumsuz anlamında kafasını salladı.
"Abi sen ciddi misin?" (Çağla)
"Mantıklı düşünmeye çalışıyorum Çağla her olasılığı değerlendirmem gerek!" (Onur)
"Ömerden bahsediyoruz abi!" (Çağla)
"Farkındayım Çağla!" (Onur)
"Pes! Gerçekten pes!" (Çağla)

DU LIEST GERADE
DOLUNAY
FantasySırt çantamı aldım. Artık bu evden taşınmam gerekiyordu. Ailemi çok özledim. Annem, babam ve Ablam..... On aydır hiç birini görmüyordum. Gerçi bu benim tercihimdi. Yapmak zorunda olduğum bir tercih..... Ailemden Annem ve Ablam büyücülerdi. Babam ise...