→1← Kolaj...

1.4K 84 11
                                    

Evvet arkadaşlar ilk bölüm geldi. Mina denilen kızın bütün hal ve hareketlerini kendime göre yaptım. İnşallah beğenir yorum ve votelerinizi eksik etmezsiniz.

Gitmeden son kez #MizBaek #BaMi Forever ♥

-"Offf! Okuldan ve hayattan bıktım." diyerek elindeki kitapları okul dolabına koydu. Hemen yanına bu üniversitede ki en yakın dostları olan Betül ve Burcu geldi. Betül; zayıf, uzun düz saçlı, yine kot pantolonunun üzerine mavi bir bluz geçiren sıradan öğrencilerdendi. Burcu ise onun yam aksiydi. Sarı, kıvırcık saçları ve uzun boyu ile can yakıcıydı. Her zaman ki gibi yine dizinde olan kot bir etek giyinmiş, üzerine ise beyaz bir t-shirt geçirmişti. Zaten üzerine ne giyinse kız-erkek herkesin imrenerek baktığı bir kişiliğe sahipti. Betül, iri gözleri ile sordu. Bu hali ile tıpkı küçük yavru bir köpek gibiydi.
-"Yine ne oldu Mina?" Burcu, Mina' nın cevap vermesini beklemeden cevap verdi.
-"Ne olacak, tabii ki yine Talha hoca ile atıştılar." dedi bilmiş bir tavırla. Bu sefer araya giren Betül olmuştu. Anlaşılan bugün yine Mina'ya söz hakkı yoktu.
-"Sen nereden biliyorsun Sehun'un sevdiceği?" diyerek yine Burcu'yu yerin dibine sokmuştu. Burcu utandığında adeta o cool havası iniyor, onun yerine sıradan bir öğrenci geliyordu. Burcu sağ elini yumruk yaparak;
-"Birincisi, biz Mina ile aynı derslere giriyoruz, özellikle Talha Hoca'nın derslerine. İkincisi, Mina her gün Talha Hoca'ya olan nefretini bize kusuyor. Üçüncüsü de, Mina'nın bu üniversitede ki en yakın dostlarından birileri de biziz." diyerek Betül'ün omzuna bir yumruk attı. Betül ona karşılık veremeden Mina araya parmaklarını soktu ve hafif bir şekilde çığlık attı. Bu şekilde etrafında ki herkes Mina'ya "Deli mi bu" bakışı fırlattılar.
-"Yeter, yha. Ben burada hayattan bıktım diyorum, siz anca kavga edin, tch tch tch." diye sitemlerini dostlarına yağdırırken koskoca koridoru bir ses kapladı. Tok bir erkek sesi anons yapıyordu:
-" Sevgili öğrenciler yaptığınız resimlerle katıldığınız, 13. Geleneksel Mimar Sinan Üniversitesi Resim Sergisi biraz sonra açılacaktır. Tüm öğrencilerimizin katılımı önemle rica olunur."

Mina anonsun nedenini duyunca arkadaşlarına baktı ve;
-"Kızlar siz katılmadınız değil mi yarışmaya?" dedi. Betül ve Burcu heyecanla aynı ağızdan;
-"Hayırrrr" diye bağırdılar. Mina onlarda birşey olduğunu sezmişti. Ama çaktırmadan;
-"Ben de katılmadım. Neyse hadi Can Abinin mekanına gidelim." dedi. Burcu ve Betül yine tek bir ağızdan ;
-"Olmaazz! Biz o sergiye gitmek istiyoruz. O resimleri incelemek ve 1. nin kim olduğunu öğrenmek istiyoruz." dediler. Ikiside Küçük Emrah bakışı ile duygu sömürüsü yaptılar. Geriye yapacak tek bir şey vardı. O da sergiye gitmek. Çünkü Mina iki dostunu da kırmak istemiyordu.
-"Peki, gidelim öyleyse. Ama şimdiden söyleyim. Benim gözüm telefondaki Baek'imin üzerinde olacak." Ikiside kafasını onaylar şekilde hızlıca salladı. Mina onay işaretinden sonra devam etti.
-"Ama önce yemekhaneye gidelim. Yoksa midemin varlığı bilinmeyecek."

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

3 arkadaşta yemekhaneye oturmuş yemeklerini yiyorlardı. Tam o sırada yemekhane kapısından içeriye yürüyen bir çelenk girdi. Çelenk yürüdü, yürüdü, yürüdü ve kızların masasının önünde durdu. Üzerinde kocaman harflerle; "SENİ ÇOK SEVİREM MİNA'M" yazıyordu. Çelenki gören herkes üzerindeki yazıyı okuyunca gülme krizine giriyordu. Çelenk sahibi saklandığı yerden çıktı. Mina köyden şehre yeni gelmiş Samet'i görünce kalp krizi gecirmemek icin kendini zor tuttu. Hemen Burcu ve Betül'e dönmüş bir vaziyette sözlerini çelenk sahibine iletti.
-"Öncelikle bu çelenki buradan al ve düğün salonuna götür. İkincisi ben seni sevmiyorum sadece Baek'imi seviyorum. Ayrıca peşimi bırak diye diye dilimde tüy bitti. Son olarak SEVİREM değil SEVİYORUM olacak." dedi dişlerini sıkarak konuşmuştu. Burcu hemen ayağa kalktı ve Samet' i kolundan tutarak masadan uzaklaştırdı. Herkesin içinde böyle bir şey yaptığı için çok sinirliydi. Bu yüzden kolunu çok sıkı tutmuş olacak ki Samet bir an inledi. Burcu tuttuğu kolu bıraktı ve ;
-"Ya sen nesin ya! Neden anlamıyorsun bu kız seni sevmiyor. Artık yeter gerçekten. Beni bile sıkmaya başladın. Bak ben Mina gibi sessiz sakin bir kız değilim. Sinirlendim mi adamın burnundan getirtirim. En yakın arkadaşımı her gün üzmene gerek yok. Anlıyor musun!? Bir daha seni ve o saçma hediyelerini istemiyoruz. Git kendi köyünde kendi ağalığını yap. Ama burada senin ağalığın işlemez. Köyden yeni geldiğin için buradaki hayatı bilmiyorsun. Herkes eşit ve Mina da senin bilmem kaçıncı cariye adayın değil. Anlaşıldı mı?" diye Samet'in yüzüne nefretini kustu. Ve hemen Mina ile Betül'ün yanına döndü. Samet'in birşey söylemesine gerek kalmamıştı bile.
-"Kızlar hadi kalkalım. Burası ahır gibi kokmaya başladı." diyerek Samet'in yüzüne baktı. Bu cümleleri öyle yüksek sesle söylemişti ki herkes "Ayy gerçekten iğrenç. Pis varoş. Allahın köylüsü." gibi sözler söyleyerek Samet'le dalga geçtiler. Betül, Mina'nın da kolundan tutarak;

-"Peki, hadi gidelim. Zaten sergi 5 dakikaya başlayacak."
-"Ama isterseniz önce lavaboya gidelim. Mina da elini yüzünü yıkar." dedi Burcu.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Sergi başlayalı 10-15 dakika olmuştu. Ama kızlar lavaboda biraz geciktikleri için hızlı adımlarla yarışmaya yetişmeye çalışıyorlardı. Konferans salonunun kapısı açık ve etrafındada insanlar duruyordu. 3'üde aynı anda kapıdan içeriye girdi. İçerisi müthiş kalabalıktı. Bir sürü kolaj vardı. Bu kolajlardan biri az sonra 1.lik ödülünü alacaktı. Mina bu kolajların güzelliğini gördükçe "İyi ki yarışmaya katılmamışım yoksa sonuncu bile olamazdım." diye içinden geçiriyordu. Tam o sırada Mina karşısında bir grup kalabalık gördü. Sanırım orada da bir kolaj vardır diyerek kalabalığa yaklaştı. Burcu ve Betül ise biraz arkasından yürüyerek Mina'ya yetişmeye çalışıyorlardı.
-"Betül, nerede bu kolaj yha neden hâlâ ortaya çıkmadı." diye tedirgin bir şekilde sordu.
-"Bilmiyorum ki. Acaba duyup yarışmadan mı çekildi?" diye karşılık verdi Betül.
-"İyi ama onun yarışmaya katıldığından haberi yok ki. Hatırlasana onun adını gizlice yarışma listesine biz yazdırdık ya."

Mina gruba yaklaştıkça insanların hayret uyandırıcı sözleri çoğalıyordu.

"-Vavv, şu resmin güzelliğinede bak.
-İnanmıyorum bir insan bu kadar mı yetenekli olabilir!
-Bu resim ise benim daha önce çizdiklerimde neyin nesiydi?
-Acaba bunu çizerken neyi düşünüyordu?" Ve daha neler neler... Bu kadar övgülere lâyık bir kolaj tabiiki de yarışma 1.si olmaya hak kazanmıştı. Mina kalabalığı zar zor yenerek sonunda kolajın yanına ulaştı. Kolajda siyah bir gökyüzünün üzerine güneş ve ay iç içe girmiş bir şekilde yerleştirilmişti. Etraflarını da 12 yıldız kaplamıştı. Aşağı tarafında ise iki sevgili gökyüzünü izleyecek bir şekilde tabloya dökülmüştü. Mina bu manzara karşısında şok olmuştu. Çünkü bu resmin aynısının tıpkısını o da çizmişti. "İyi ama ben yarışmaya katılmadım ki" diye düşünerek dostlarının yanına gitti. Şaşkın bir şekilde;
-"İnanmayacaksınız ama az önce sergide benim daha önceden çizmiş olduğum bir kolajın aynısını gördüm. Acaba onu çizen kişide mi EXO-L. Olamaz hemen tanışıp biasını sormam lazım. Eğer Baekim ise onu ortadan kaldırmam lazım." diyerek nefes verdi. Kızların gözlerine bakarak;
-"Tanıyor musunuz o kızı heee?" dedi. Betül ve Burcu aynı anda;
-"EVET." dediler. Mina devam etti.
-"Peki benimle aynı bölümde mi yani mimarlık bölümünde mi?"
-"EVET"
-"Biası Baekim mi yoksa?"
-"EVET"
-"NEEEEEE? OLAMAZZZZ! Yha nerede o kız söyleyin hemen gidip bulmam lazım. Fotoğrafını çekip Baekimle yan yana koyup yakışıp yakışmadıklarını öğrenmem lazım. Çabuk kızlar çok işim var. BALLİ BALLİ." diye bağırdı. Mina gerçekten çok sinirlenmişti. Hayatını adadığı adamı başkası ile görmek istemiyordu. Baek sadece onun olmalıydı. Sadece ona ait.

Betül ve Burcu birbirlerine bakıp gülüştüler.

Mina'nın sinirleri iyice boşalmıştı. Burada sevdiği adamı başkası ile paylaşamayacağını düşünüyorken dostları sandığı insanlar ona gülüyordu. Sonunda dayanamayıp;
-" Size gerçekten inanmıyorum. Ben sizi dost sanıyorken siz başka insanlarla Baekimi yakıştırmışsınız. Ben size güvenip sırlarımı söyledim. Ama siz en zor anımda beni arkamdan bıçaklayın. Pravo gerçekten alkış. Oscarlık oyun sergilediniz." Alkış derken ellerini kaldırmış ve onları alkışlamaya başlamıştı. Sonra devam etti. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
-"Peki sizinde başınıza böyle bir olah gelse siz ne yapardınız hee söyleyin bana. Senin Luhan'ınla başkası, senin Sehun'unla başka bir hee. Nasıl hoşunuza gitti mi bu fikir?" diyerek onlara bir soru sordu. Betül ve Burcu Mina'nın durumunu anlayabiliyordu. En sonunda Burcu dayanamayıp lafa girdi;
-"Kızım sen salak mısın? Bizim bu üniversitede tanıdığımız bir tane Baek delisi var. Onu saf bir aşkla seven ve bir gün onu göreceğine inandığımız bir dostumuz var. O hayatımda gördüğüm en safihane duygulara sahip kişi. Baek onu görürse bir daha peşini bırakmaz. Onun aşkını yüz üstü bırakmaz." dedi. Cümlelerin devamını Betül, Mina'nın sağ elini iki avcuyla kavrayarak devam ettirdi.
-"Ben Luhan'ı, Burcu'da Sehun'u ne kadar seviyorsa o bizden daha fazla seviyor. Sanki kaderleri birlikte yazılmış gibi. Yüz hatları, hal ve hareketleri o kadar çok benziyor ki. Görenler onları Son Yüzyılın Aşıkları olarak ilan ederlerdi." Betül, Burcu'nun gözlerine bakıp kafasını mutlu bir şekilde salladı ve
-"Çünkü o kişi sensin ve o kolajda senin eserin." dedi. Mina zaten bugün şaşkınlıktan kapanmak bilmeyen gözlerini daha da çok açtı. Anlaşılan bugün uzun geçecekti.

7 KUYRUKLU RÜYA || Byun Baek Hyun ✔Where stories live. Discover now