1.2

607 65 80
                                    

Jimin dolu gözleriyle cebinden bir kağıt çıkarttı ve bana kırmızı bir kutu uzattı.
"Haklısın Rose seni aldattım duralım artık"
Dedi, elindekileri bana verip gitmeye başladı. Notu açıp okumaya başladım.

'Rose seni ilk gördüğüm günden beri sana aşığım başta çok korktum sırf görme engelli olduğum için beni bırakırsın diye...senin yüzünü görmeme bile gerek yok ben senin saf kalbine aşık oldum. Park Chaeyoung benimle çıkar mısın ?

'!Ezberle ve ezbere oku sonra da elindeki kutuyu ona uzat!'

Notun altında da hatırlatma gibi birşey vardı. Dolu gözlerimle gülüp elimdeki kutuyu açtım. Sade bir yüzük vardı (medya) üstünde gül vardı. Sanırım diğeri de jimin'deydi.

Kafamı kaldırıp jimin'in gittiği yöne baktım. Yoktu çoktan gitmişti, yağmur başlayınca koşmaya başladım çok hızlı yağıyordu. Jimin'den özür dilemeliydim.

Jiwoo denilen kızla demek ki bunun provasını yapıyorlardı. Durduğumda etrafa baktım. Jimin'in evinin önüne gelmiştim hemen zile bastım. Ne olur evde ol jimin ne olursun ?!

Kapıyı dağınık saçlarıyla jimin açtı.
"Jimin"
Dedim
"Rose neden geldin ?"
Dedi
"Sen-"
Çakan şimşekle çığlık atıp jimin'e sarıldım.

O da başta şaşırsa da sonra kollarını belime sarıp kafasını omzuma gömdü.
"Seni seviyorum Rose"
Dedi
"Bende seni seviyorum Jimin"
Dedim, jimin benden ayrılıp dudaklarıma yapıştı.

Ayrıldığımızda gözlerinin içine bakıp gülümsedim o an istediğim tek şey beni görebilmesiydi. Keşke beni görseydi, jimin'e sarıldım o da ellerini belime sardı.

•••••

Eve girince sırıttım hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. İyi ki jimin'i tanıdım.
"Şöyle gülme sinirlerimi bozuyorsun!"
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm.

Bu herifin bu saatte evde ne işi var ?! Gözlerimi devirip ona baktım. Merdivenlerden çıkarken dediğiyle olduğum yerde kaldım.
"Kumar oynadım, evi kaybettim..."
Dedi, hızla ona döndüm.
"...tek evi de değil..."
Diyip durdu.

Ben merakla ona bakarken o başını ovalayıp bana baktı.
"...seni de kaybettim"
Dediğiyle olduğum yere çakıldım başımdan aşağıya kaynar sular döküldü sinirden gülmeye başladım.
"Şakayı kes"
Dedim

"Chaeyoung ciddiyim"
Dedi, gülen yüzüm soldu.
"Ne demek üstüme kumar oynadın ?! Neden yıllardır beni hiç sevmedin derdin ne benimle ?!"
Dedim bağırarak
"Çünkü onlar çok mutluydu!"
Diye bağırdı

"N-ne ? Kim mutluydu ?"
Dedim
"Annen ve baban çok mutlulardı. Ben aşkımdan ölmek üzereydim anneni öldürdüm babanı ise seni kaçırarak tehtid ettim!"
Diye bağırdı.
"N-ne yani babam hayatta mı ?"
Dedim

Elindeki içkiyi kafasına dikleyerek kalktığı koltuğuna geri oturdu.
"Önemli olan o değil önemli olan artık senin Park holdingin tek varisinin karısı olduğun!"
Diye bağırdı.
"Bu kadar kolay mı ?!"
Diye bağırdım

"Başka çaren yok!"
Diye bağırdı.
"Am-"
"Aması falan yok Chaeyoung evlenmek zorundasın"
Dedi, sinirle güldüm. Evlilik dediğin şey çocuk oyuncağı değil ki!

"Odana çık bavulunu hazırla"
Dedi
"Evlenmek falan istemiyorum"
Dedim
"Soran olmadı"
Dedi
"İstemiyoru-"
Elindeki boş şişeyi benim yanımdaki duvara fırlattı.

Kırılan şişenin küçük bir camı yüzümü çizince elimi kanayan yanağıma gitti.
"YETER EVLENECEKSİN DEDİM BİTTİ!"
Dedi ayağa kalkıp odasına girdi. Odama çıktım kapıyı kapatıp kilitledim.

Peki Jimin ne olacak ? Dolu gözlerimle oflayıp kafamı yukarı kaldırdım. Elimdeki yüzüğe baktım, tam da hayallerimdeki gibi bir hayat yaşıyorken yine birşeyler ters gitti!

Odamda ne olur ne olmaz diye koyduğum ilk yardım çantasını alıp aynanın karşısına oturdum. Yüzümdeki yarayı önce temizleyip sonra da yara bandı yapıştırdım. Jimin'e ne söyleyecektim ?

•NYCTOPHİLİA•Where stories live. Discover now