• 1| " ADALET NAMLUNUN UCUNDA "

56.1K 1.6K 2.3K
                                    

• 1| " ADALET NAMLUNUN UCUNDA "

Bölüm şarkısı :Ateşten sineleriz

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Bölüm şarkısı :Ateşten sineleriz.🌪️

Suriye, Tartus.
04.36

Bir gönül davası vardı, inançla imanla sarılmış. Bir meslek vardı, ölüm ile yaşam arasında ki ince iplikte ilerleyen. Vatan, ihanet tarafından abluka altına alındığında zaman halatın ucuna asıldı.

Akrep ve yelkovan döndü. Zaman ilerledikçe saatin içinden kan sızmaya başlamış, akan kan sarımsı halata sürülmüştü. Koyu kırmızı kan ipi çürütüyor, gittikçe zift karasına bulanmasına neden oluyordu. Uğursuz sıvının bulaştığı halat sıkılaştı, gerginleşen ip bir adamın boynuna dolandı. Acı çeken beden, küflü tırnaklarını ruha geçirdi.

Ruhtan acı bir çığlık sesi yükselmişti. Beden acısını ruhla paylaştı. Genç adam, karşısında cellâtı olmasına rağmen gülümsedi.

Ve kısa bir süre sonra; Kaburgaların hemen altındaki yer acizce çırpındı.

"Biz bir'iz. Bir ölür, bin diriliriz!"

İhanetin açtığı yara, intikamın güçlü ağına takıldı. Bir şehit toprağa düştü, ondan sonra ise binlerce leş toprağa gömüldü! İhaneti, al kana boyanmış sancağa sürmeye çalışan herkes Türk'ün gazabıyla karşılaştı. Ve mavi gök kudretle ikiye yarıldı. Göğü ikiye ayrılmış gibi gösteren kudretiyle mavi göğü aydınlatan şimşeklerdi.

"Vatanı sevmeyen ite, hilalin gölgesi haram olsun!"

Dava uğruna düşen her can, kara toprağın altında aynı şeyi zikretti. Asırlar geçti, yüce dava hâlâ sürüyordu.

Sis zehirli bir sarmaşık gibi karanlık geceye dolandı. Dağın eteklerinde hüküm süren kar, kendini şehirde gösteremedi. Şafak sökmek üzereydi. Kızıla boyanmaya yüz tutmuş gökyüzü hâlâ zifiride takılı kalmıştı.

Araç ağaçların arasında bir süre daha ilerledi. Sıkılaşan ağaçlar, etrafın görüş açısını silikleştiriyordu. Araç yalnızca bir kaç dakika daha ilerlediğinde, orman girişinde durmuştu. Zırhlı araç, siyah olduğundan bir gölge misali karanlıkta yerini aldı.

Yosun yeşili gözler, önündeki adamlarda tek tek gezindiğinde kemikli parmakları uzun namlulu silahın kabzasını tutup çekmiş etrafa tok bir ses yayılmıştı.

"Gün bu gündür yiğitler, ölürsek cennet bizim, kalırsak devlet!"

Beybolat, adamların gözlerinde gördüğü ışıkla kuruyan dudakları yukarıya doğru kıvrıldı.

LAVİNİAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt