1.4

2.5K 169 132
                                    

İlker sandalyesini ters çevirip sırtını yaslaması gereken yere kollarını yasladı. "Meriç neden okula gelmiyor?"

"Hasta," deyip başımı kollarımın üzerine bıraktım. Gözleri bana bakarken düşünceli bir ifadeyle kısıldı.

"Ne var?"

Benim gibi o da kollarını sıraya bıraktı, başını da kollarına yasladı. "Meriç ile aran bozuk öyle değil mi?"

"Bunu da nereden çıkardın?"

Gözleri yüzümde dolaşmaya devam ederken sesini alçalttı. "Bilmem," deyip duraksadıktan sonra, "Okulda olduğu zamanlarda da pek yanında değil," diye devam etti.

Rahatsız olmuş gibi başımı kaldırdım. Çelik gibi bakışlarımı gözlerine sabitleyip, "Aramız bozuktu ama artık değil," dedim.

"Umarım öyledir," diye mırıldandığında ne dediğini güçlükle duydum. "Çünkü sen iyi bir arkadaşı hak ediyorsun."

Böyle bir şey söylemesini beklemediğimden dolayı şaşırsam da samimi bir tebessüm sergiledim. "Teşekkürler."

Gözleriyle gözlerim arasındaki bağı kopardı, önemli bir şey söyleyecekmiş gibi boğazını temizledi. "Her ne kadar sen benden pek hoşlanmasan da ben sana değer veriyorum. O yüzden eğer Meriç seni devamlı yalnız bırakmaya devam edecekse ben senin yanında olurum. Tamam mı?"

Başımı iki yana salladım. "Seninle arkadaş olmak yerine yalnız kalmayı tercih ederim."

Bu söylediğime karşılık dudakları o sinir bozucu gülüşüyle beraber yanağına doğru çekildi. "Büyük konuşma Ekim. Şu an benden nefret ediyor olsan da ileride bu durum değişecek."

Alaylı bir kahkaha attıktan sonra ellerimi çenemin altında birleştirdim. "Kendinden çok eminsin."

Sırıtışı büyürken, "Elbette," dedi. "Aslında benden şu anda nefret ediyor oluşuna bile şaşırıyorum."

"Nedenmiş o?"

İşaret parmağını havaya kaldırıp kendini gösterirken kibirli bir sesle, "Ben İlker Sönmez'im," dedi. "Beni herkes sever."

Onun yaptığı gibi işaret parmağımı havaya kaldırıp kendimi gösterdim. "Ben de Ekim Özkaya'yım," dedim ve kaşlarımı keyifle kaldırdım. "Herkesin sevdiği kişileri sevmem."

AYLARDAN EKİM | TextingOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz