3

27 3 0
                                    

Hamlet izliyoruz, yıkık dökük bir tiyatronun en arka sırasında, elin bacağımda. Hamlet'in intikamı, Claudias'ın kötülüğü, Ophelia'nın ölümü, neyin savaşını veriyoruz. Yıllar sonra aynı sahne gözümde canlanırken, neyin öfkesinin bedeli bu. Dört saat süren sahnenin ardından gecenin yaldızlı karanlığına atıyoruz bedenlerimizi.

Beni yine karanlık sokağa çekerken, yaktığın mumların kokusu üstüne tütsülenmiş. Bir papazı öpüyor gibi hissediyorum, ekmeği kafamda kırıp günahlarım için göğsünü dağlıyorsun.  Beni iterken, iki subay koluma girerken bağırıyorsun "ben bu adamın adını dahi bilmiyorum."

Adımı bile bilmiyorsun.

Neden beni sevdiğini anlıyorum, kimse senin benim gibi birini öpmeni  beklemez, değil mi? Şimdi yıllanmış bir hamurun üstünde ki yeşili içiyorum. Ekşi tadın ve senin gözlerin, zihnimde dönüp duruyor. Bağırıyorsun, sesin çatlıyor. Hiç konuşmuyorum, seni hiç suçlamıyorum. Ölümüm er ya da geç senin elinden olmayacak mıydı sanki.

Dizlerimi göğsüme çekiyorum, üç santim kıyıdan düşsem kapan gibi düşersin üzerime. Yüzün bir rüyadır ve  seni gördükçe içim içinden zamanı çıkarır. Bir adımın soykırımsa, ikinci adımın on İsa doğurur Tanrı'nın orospu rahminden. Güzeller güzeli Antinousum, benim için kendini nehre atman gerekmez miydi? Neden beni dört duvarın arasına, ışıltılı hayatımdan meterelerce uzağa, bitinden kurtulan bir köpek gibi silkeledin.

Babam siyah kukutelanın için de ölüm meleği gibi görünüyor. "İtibarımızı iki paralık ettin, aşağılık!" Yanakalarım, bir zamanlar öptüğün yanaklarım, şimdi babamın tokadını okşuyor. "Pislik!" Elime gümüş sigara tabakasını bırakıyor. "Bana bir iyilik yap"

Gidiyor. Hiç gülümsemiyor. Ağlamıyor. Baba diyorum. Ne zaman beni seveceksin.

Gümüş sigara tabakasının için de kristal benzeri küçük küçük beyaz parçacıklar bana sırıtıyor. Kara kuru çelimsiz bacaklarım titriyor, bu ölüm korkusu değil, anlamıyorsun. Seni bir daha göremeyecek olmam ayaklarımı sikiyor. Beynimi sikiyorsun Michael. Michael. Beni hiç sevmiyorsun, çirkin suratımı hiç okşamıyorsun. Sırtım nemli duvara yapışıyor, Pompeii patlıyor. Taşlaşıyorum. Çirkin bir heykel olursam, beni odanda saklar mısın?

Kristal ağzımda eridi.
Artık, beni neden sevdiğini biliyorum.

Kristal damağımı deldi.
Artık yalanlarını duymuyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

michael, fildişinden yapılma suratın beni zedelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin