altı

351 70 60
                                    

"Günaydın! Hazır mısın?" dedi Daichi. Kageyama yerinde dikleşti, burada sanki ölümlü bir varlık gibi hayatını sürdürmeye hala alışamamıştı gerçi.

"Neye hazır mıyım?" dedi Kageyama. Daichi ona güldü ve eliyle acele et yaptı.

Kageyama, dışarı adım attığında döngüsü dışında burayı saf formunda görüyordu. Pek alışık olmadığı için garipsemişti. "Nereye gidiyoruz?" diye sordu Kageyama.

"Annene!" dedi Daichi. Kageyama bunu duyduğu gibi yerinde kalakaldı. Annesine miydi? Annesini hiç görmemişti ki. Onsuz büyümüştü, annesinin öldüğünü bile ölümünden yıllar sonra öğrenmişti. Yetimhanede de ondan bahsedilmemişti. Tanımıyordu bile.

Kageyama sertçe yutkundu. Şu an mutlu mu olması lazımdı? O kadın onu terk etmemiş miydi? Yani en azından o böyle biliyordu. Ne hissetmeliydi? Daichi oldukça heyecanlı ve mutlu gözüküyordu onun aksine.

Kageyama onu terk eden kadını görmek istemiyordu. Onun için kim olduğunun önemi yoktu, hatta ona kendisini doğurduğu için kızgındı. Keşke onu bırakacağına hiç dünyaya getirmeseydi.

Ya da getirdikten sonra öldürseydi. O zaman Kageyama için daha iyi olurdu. Çünkü ona bir seçenek sunulsa, sevdiğinin öleceği bir hayata gideceği söylense, Kageyama bunu kabul etmezdi.

Gerçi, her şeyin sınav olduğu düşüncesinin doğruluğu kanıtlanmıştı. Ahiret hayatı vardı sonuçta, tabii buna öyle denirse.

"Fani dünyada yaşadığımız her şey Tanrı'nın bizim için ayarladığı bir sınav mı?" dedi Kageyama, Daichi ona döndüğünde bu soruyu beklemediği yüzünden anlaşılmıştı.

"Ne sınavı? Yüce yaratıcıların sizinle uğraşacak vakti yok." dedi. Kageyama şok olmuş bir şekilde bakıyordu.

"O zaman kader çizgisini kim belirledi?" diye sordu daha çok sesini yükselterek.

"Bilmem. Kader meleklerine sormalıyız." dedi. Kageyama buna çok sinirlenmişti, herkesin hayatı belirli zorluklardan geçmiyor muydu? Öteki yaşam için herkesin sorun yaşaması gerekmez miydi? Ona bu öğretilmemiş miydi?

O zamam bu neydi? 'Kader Melekleri' canları sıkılınca birkaç kişinin hayatına dram katıyordu, sonra başkasına zenginlik veriyordu. Bu adil değildi. Bu sistem adil değildi.

Daichi bir kapının önünde durdu. "Burada bir döngü yok." dedi ve geri çekildi. Kageyama içeri girdiğinde ona benzeyen bir kadın gördü.

Kadın onu görünce heyecanlandı ve gözlerini parıldadı. "Oğlum!" diye atıldığında Kageyama kadının ona kollarını sarmasına izin vermeden geri çekildi.

"Sen kimsin?" dedi Kageyama istemeden.

Kadın afalladı. "Beni tanımıyor musun? Annenim ben." dedi.

Kageyama içindeki öfkeye engel olamıyordu. "Annem mi? Beni terk eden kadın mı?" diye sordu. Kadın yüzünü çevirdiğinde Kageyama daha çok şiddetlendi.

"Neler yaşadığımı bilemezsin. Seni ne kadar çok büyütmek istedim biliyor musun?" dedi kadın tekrar adımlayarak.

"Peki ben? Herkesin yanında annesi varken ben ne kadar yanımda annem olsun istedim biliyor musun? Uyuşturucuyu değil de beni seçmiş bir annem olmasını ne kadar istedim tahmin edebiliyor musun?" dedi Kageyama.

"Öldüm ben." dedi kadın. "Seni bıraktıktan sonra." diye ekledi.

Kageyama kadına acırmışçasına baktı. "Merak etme, kimse sonsuza kadar yaşamıyor zaten." dedi ve sinirle çıktı.

Daichi arkasından ona seslendi.

"Eğer anneni affetmezsen Hinata ile asla kavuşamazsın." dedi.

Kageyama olduğu yerde kalakaldı yine. Bu ne demekti şimdi?

"Ne diyorsun sen?" dedi Kageyama.

"Sınavı sormuştum ya. Asıl sınav bu evrende. Eğer en çok öfkeli, kırgın olduğun kişiyi gururuna bakmayıp affedersen buradaki sınavı geçmiş sayılıyorsun. Ondan sonra döngü yok, her şeyden kurtulmuş oluyorsun." dedi.

Kageyama öfkeden bayılacak gibi hissediyordu. Kimse ona böyle bir şey olacağını söylememişti, burası cidden cehennemdi. Başka hiçbir şey değildi.

"Peki ya Hinata? O döngüsünü bitirdi mi?"

"Seninle olmanın ucunda olduğunu öğrenince bitirdi." dedi Daichi.

Kageyama, yine sevdiğine hem bir o kadar yakınken hem de bir o kadar uzak kalmıştı.

Bu kadına karşı herhangi bir şey hissetmiyordu. Onu nasıl affedecekti ki?

afterlife [kagehina] -tamamlandı-Where stories live. Discover now