Hikayesi şöyledir…
Şarkıyı yazan genç ve yine kendisi gibi doktor olan kız arkadaşı; tatillerinin bir bölümünü geçirmek üzere, delikanlının Ayvalık'taki yazlığına gitmeye karar verirler ancak kızın biraz daha işi olduğundan, delikanlıya önceden gitmesini ve onu yazlıkta beklemesini ister…
Delikanlı yazlığına gider ve sevgilisini beklemeye başlar… Ancak sevgilisi gelmez merak etmeye başlar… Evini arar ama sevgilisinin yola çıktığını söylerler kendisine… ve acı haber akşam saatlerinde gelir! Kız; yolda kendi arabasıyla kaza yapıp ölmüştür…
Delikanlı habere inanamaz… Koşarak sahile iner…
Rüzgâra söver… söver… söver…
Müzik tarihine de böyle bir şarkı bırakır ardından:
duvarları maviye boyadım
maviyi çok seversin
penceremde menekşeler dizili
sularken şarkı söylersin
gramafon da eski alaturka
hoşuna gider bilirim
o yaz evinin içinde
denize nazır
sabaha kadar bekledim seni
birden dalgalar dedi ki gelmeyeceksin
birden çıktım viraneden
koşa koşa indim kumsala
acı acı sövdüm sonra
yüzümü kırbaçlayan rüzgara
/bu şarkıda gömülü bir kadın var, dinleyin duyacaksınız.../