8. BÖLÜM 🌼

3.7K 269 185
                                    

MEDYA : Pırıl

😍😍😍

İyi insanlar kırıldıkları zaman sevmeyi bırakmazlar, göstermeyi bırakırlar.

🌼🌼🌼🌼🌼

Birden asansörün durmasıyla birlikte ne yapacağımı bilemedim. Durmuştu. Ciddi ciddi durmuştu. Stop etmişti. Bununla birlikte de zor almaya başlamıştım nefeslerimi. Gittikçe de daralıyordu. Titreyen ellerime hakim olmaya çalışarak en altta ki kırmızı düğmeye hızlıca basmam bir oldu. Yardım çağırma düğmesine. Ve titreyen ellerimle bir yerlere tutundum. Nefes alış verişlerim daha da sıklaşmaya başlamıştı artık.

"Ya-yardım edin." sesimi yüksek çıkartmaya çalışmıştım fakat zorla aldığım nefeslerim buna izin vermemişti.

Artık bacaklarım beni taşıyamıyordu. Benim klostrofobim vardı ve ne yapacağımı bilemiyordum. Boğulacakmış gibi hissediyordum şu an... Boğuluyordum sanki. Güçlükle bir nefes aldım ve var gücümle sesimi yükselterek;

"Yardım ediiiin!" dedim. O sırada boğazım düğümlendi, bir daha da ağzımı açıp bir şey söyleyemedim.

Bacaklarım da artık beni hiç taşıyamadığı için yere çöktüm birden. Nefes alamıyordum. Hiç alamıyordum. Yavaştan gözlerim de kapanmaya başlıyordu. Fakat bu halime rağmen yine de aklımda tek bir soru vardı; bu asansör nasıl, neden durmuştu???

İyice kendimden geçiyordum artık. Zar zar aldığım nefeslerimin arasından, son kalan gücümle birlikte tekrar bağırmaya çalıştım.

"Ya-yardım, edin."

Sesim o kadar güçsüzdü ki, ben bile zor duymuştum. Artık güç toplamaya çalışmıyordum. Çünkü gözlerim kendiliğinden gidiyordu. Kapanmamaları için zorlayamıyordum kendimi. Dayanacak gücüm kalmamıştı çünkü.

Yavaş yavaş gözlerimin artık kapanmaya başlamasıyla birlikte kendimi karanlığa veriyordum. Ki o sırada bir erkek sesi doldurdu kulağımı. Tanıdık gelen bu sesi hatırlamaya çalıştım bu halime rağmen.

"Hadi, çabuk açın şu kapıyı! Elinizi çabuk tutun!"

Bu defa kendimi tam anlamıyla karanlığa bırakırken, son kez yine aynı sesi duydum.

"Hadi dedim size. Armina'nın klostrofobisi var!"

Ve sonrası karanlık...

YAZAR'IN AĞZINDAN

Görevliler sonunda kapıyı açabilmişlerdi. Genç adam ise hiç vakit kaybetmeden asansörün içine girdi ve Armina'nın baygın olduğunu görünce hemen eğilerek;

"Armina, Armina aç gözlerini." demeye başladı, fakat genç kız çoktan bayılmıştı. Bilinci de kapalıydı. Bu yüzden onu duyamazdı. Bunu anlayan Oktay'da fazla vakit kaybetmeden hemen Armina'yı kucağına alarak asansörden çıktı. O sırada da koridorda bulunan doktorun, genç adamı ve onun kucağında ki Armina'yı görmesiyle birlikte hemen oraya koşması bir oldu. "Nesi var?"

Oktay sesi duyar duymaz doktora dönerek cevap verdi.

"Asansörün içinde kaldı. Bildiğim kadarıyla klostrofobisi var."

Mehmet Bey endişeli adımlar eşliğinde hemşirelerden sedye getirmelerini isteyince, kısa sürede gelmişti. Oktay direkt ona yatırdı genç kızı. Yalım'da bu hareketliliği fark edince başını uzun koridora doğru çevirince, sedyenin üzerinde baygın bir şekilde yatan Armina'yı gördü. Ezgi ise hâlâ oradaydı ve sinirden köprüyordu şu an. Öyle ki, Yalım'ın oraya doğru koştuğunu bile fark edemedi öfkesinden.

ArYa (AŞK) Where stories live. Discover now