5-Final; "Tanrım. Lütfen, onun yerine beni al. Yalvarırım."

200 21 19
                                    

BTS,V- Stigma 1 Hour VER.

Jeongguk eve girdiğinde onu soru yağmuruna tutan annesini duymazdan gelip odasına girdi. Çantasını öylece bir yere bırakıp yatağına oturdu. Sıcak göz yaşları, soğuk yanaklarından akıyordu. Pes mi ediyordu? Annesinin hıçkırıklarını duymasını umursamadan ağladı. Belki de tüm göz yaşlarını tükenene kadar ağladı. Ne annesi geldi sordu, ne de o annesine bir şey söyledi.

Çok yalnız hissediyordu. Sevdiği, kalbini ona adadığı adam onu öylesine kırmıştı ki. Sevdiği adamın onu böylesine kırması mıydı onu üzen yoksa sevdiği adamın böylesine kötü oluşu mu? Aşk denen şey gerçekten bu muydu? Jeongguk öylesine aşıktı ki, Taehyung'a kızamıyordu bile. Özenle çizdiği Taehyung'un portrelerinin göz yaşları yüzünden ıslanmasına, içi gidiyordu.

Babasının geldiğini duydu ama ilk defa umursamadı. Odasına gelip, neden ağladığını sormasını istedi. Hiç yapmadığı gibi sarmalamasını istedi. Bir kereliğine de olsa ona sarılıp oğlum demesini istedi. Aşağıdan annesine bağırdığını duydu. "Nerede o? Okuldan kaçmış!" Babasının sertçe merdivenden çıkan adımlarını duyduğunda kıpırdamadı bile.

Babası hızla kapıyı açıp içeri girdi. "Jeong-Tanrım!" Jeongguk'u kolundan tutup doğrulttu. "Neden okuldan kaçtın?" Jeongguk hiçbir şey demeden babasının yüzüne bakmaya devam etti. Babası ona sorular yağdırırken annesinin kapının önünde dikildiğini fark etti. Babası, fark etmemesi için içinden Tanrı'ya yalvardığı boynundaki izleri gördüğünde gözlerini kapattı. "Bunlar ne lan? Kimin altına girdin? Bir de başımıza erkek orospusu mu olacaksın?!"

Babası bir elini izlerle kaplı boynuna sardığında güçsüzce fısıldadı. "Yapma." Boynundaki el sıkılaştığında sağ elini, boğazındaki elin bileğine sardı. "Bırak." Babası elini daha da sıkılaştığında annesi bir adım attı onlara doğru. Boğazındaki eli sayesinden hiç zorluk yaşamadan Jeongguk'u sertçe duvara fırlattı.

Jeongguk yerde cenin posizyonu alıp, küçüle bildiği kadar küçüldü. Şu an yok olmak istiyordu. Babası karnına sertçe tekme attığında çığlık attı. Babası tekrardan ona vuracakken annesini onu engelledi. "Yeter. Kaçmış işte. Büyütme fazla." Babası bu sefer annesi ile kavga etmeye başladı. Jeongguk yerde ağlamaya devam ederken annesinin ve babasının ne ara odasından çıktığını bilmiyordu.

Burnunu çekip zorla doğruldu. Bitmişti artık her şey. Tam şu anda vazgeçiyordu. Yerde tam yanında duran çizimlerinden en sevdiğine doğru fısıldadı. "Bırakıyorum sevgilim. Hayır, seni sevmeyi değil. Hayatımı."

***

Hep beraber Hyujin'in evindelerdi. Sadece Taehyung yoktu. "Taehyung'un o ibneyi becerdiğine inanamıyorum." Hyunjin söylendi. "En başında Jeongguk'a engel olmalıydık." Yugyeom kafasını olumlu yönde sallayıp Taemin'i onayladı.

Aralarına sonradan katılmış olan Bhuwakul kaşlarını çattı. "Anlamadım." Seunghyun sigarasından son bir nefes çekip sigarayı, iz kalmasını önemsemeden sehpaya bastırıp söndürdü.

"Hey! Taemin." Taemin arkasını döndü. "Efendim Jeongguk." Jeongguk'un ona seslendiğini duyduğundan şaşırmıştı. "Umm, bir şey soracaktım." Taemin gergin olmasını umursamadan söyleyeceği şeyi bekledi. "Şey, Taehyung'un cinsel yönelimi ne?" Gözlerini kapatıp tek seferde söylemesi Taemin'i güldürmüştü.

Hetero olduğunu söyleyecekken aklına Taehyung'n sarhoşken gay olduğunu söylemeleri geldi. Aklına gelenlerle kıkırdadı. Yugyeom'un da aklına aynı şey gelmiş olmalı ki güldü. Jeongguk'a şaka yapmaktan zarar gelmezdi. Veya onlar öyle düşünüyorlardı. "Taehyung gay." Jeongguk'un gözleri irileşti. Taehyung'un gay olma ihtimalini asla aklına getirmemişti.

Stigma [TK]Where stories live. Discover now