forty two

1K 111 34
                                    

Gecenin bir saati Linda'nın Bill'in telefonundan bana attığı mesajla revire indim. İçeri girdiğimde Linda serum bağlıyordu ve Zayn sedyede yatıyordu ama uyanık değildi. Görmeyi beklediğim manzara bu değildi. Burada Zayn'i bulacağımı düşünmemiştim.

"Ne oluyor? Ne oldu Zayn'e?" diye sorarken korkum ve paniğim de sesime yansımıştı. Durumu beni endişelendiriyordu.

Kapının orada dikilmiş Zayn'e bakıyordum Linda'yla konuşurken. Bana döndü ve "Ben serum bağladım ama sen daha iyi ilgilenirsin." dedi. Soruma cevap vermesini bekliyordum ama o bana serumdan bahsediyordu.

"Zayn neden burada?" diye sordum tekrar sedyeye doğru yaklaşırken.

"Arkadaşları getirdi. Günlerdir bir şey yememiş sanırım. Sadece içki içtiğini söylediler. Vücudu biraz zayıf düşmüş olmalı."

Boğazıma bir şeyin oturduğunu hissettiğim an kendimi sıktım ağlamamak için. Karen bunu ilk söylediğinde bir şekilde onu uyarmalıydım. Arkadaşlarından onu uyarmalarını isteyebilirdim.

Onunla dün gece sahilde konuşurken de iyi görünmüyordu. Belki de onu dün gece uyarmalıydım.

"Burada olduğum zamanlarda revire ben bakardım ama sen doktormuşsun. Sen daha iyi anlarsın. O yüzden sana mesaj attım."

Sadece başımı salladım ve taktığı serumu kontrol ettim. "Sen çıkabilirsin, sağol. Ben hallederim." dedim ama o çıkmadan önce odaya Bill girdi.

"Ne oluyor burada?"

Önce Zayn'e sonra bana baktı. Ona yardım etmem için bile bir arada olmamızı istemiyordu belki de. Bakışlarıyla resmen bana hesap soruyordu.

"Neden onu çağırdın? Sen halletseydin."

Linda'nın cevap vermesini beklemeden ben cevap verdim ona.

"Ben doktorum farkında mısın?"

Sesim çok sert çıkmıştı ve bu da onu sinirlendirmişti sanırım çünkü "Linda ilgilendirdi. Sana gerek yoktu." derken onun da ses tonu çok sertti.

Ona meydan okur gibi baktım ve "Millet kavga ettiğinde yaralarına bakayım diye beni çağırıyordun. Şimdi ne oldu?" dedim. Tahmin ettiğim gibi bana bir cevap veremedi.

"Ben ne olduğunu çok iyi biliyorum." derken ona doğru bir iki adım attım. Meydan okuyan bakışlarımı hala üzerinden çekmemiştim.İyice sinirlenmişti ve hatta sinirden çenesini sıkıyordu ama cevap veremiyordu. Bunun üstüne "Çık dışarı." dediğimde sinirle bana doğru bir adım attı.

"Sen benimle bu şekilde konuşamazsın?"

"Öyle mi?" dedim kaşlarımı kaldırıp. Onunla öyle ukala bir tavırda konuşuyordum ki sinirden deliriyordu. "İstediğim gibi konuşurum. Şimdi çık dışarı."

"Ne yapacaksan yap, bekliyorum."

"Ben doktorum, Zayn de şuan hasta. O yüzden ben işimi yaparken içeride doktor ve hastadan başka kimseyi istemiyorum."

"Dediğimi yap." diye neredeyse bağırdığında zaten kapıda dikilen bedenini ittirip "Siktir git Bill!" diye bağırdım ve kapıyı kapatıp kilitledim.

Zayn'le onun yüzünden bu haldeydik bu yüzden Bill'e karşı içimde tarif edilemez bir öfke vardı. Eğer bana bu davranışımdan dolayı bir ceza verecekse de umrumda değildi.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Sinirden sıcak basmıştı bu yüzden kot ceketimi çıkarıp köşedeki sandalyenin üzerine attım ve sandalyeyi sedyenin yanına çekip oturdum.

West CoastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin