17. Bölüm (Gecikme)

7.6K 319 27
                                    

   Resimdeki Kerim :)) ♥♥
   taclikiz canım arkadaşım bu bölümü sana ithaf ediyorum. :))) arkadaşlar taclikiz' ın MAVİ SORTUN adlı kitabını mutlaka ama mutlaka okumanızı tavsiye ederim:)) gerçekten mükemmel bir kitaptır. Neyse uzuuun bir bölüm oldu sanırım. :)) Keyifli okumalar...

   ~Kerim'in ağzından~
   Içimde,birini öldürme hissi yaratan çalar saatin sesiyle gözlerimi açtım. Çalar saati her ne kadar parçalamak istesem de bunun yerine alıp sessizce durdurdum. Saat 11:35'di ve bu gün günlerden Salı. Yani Kaan denen herifin ders günü.

   Yataktan zorlanarak da olsa doğrulup oturur pozisyonu aldım. Başım çatlıyordu resmen. Bu saatte uyanmak bana ölüm gibi geliyordu. Çünkü geceleri gördüğüm rüyalardan ve kâbuslardan gözüme bir damla uyku girmiyordu. Ve şu son günlerde de bu daha sık oluyordu.

   Ecrin...

   Rüyalarımda da o vardı,kâbuslarımda da.

   Ve aklıma 3 gün önceki gece geldi.

   Yine kâbus görüyordum. Ecrin, ona ihanet ettiğimi falan söylüyordu. Ona ve aşkına sadık kalmadığımı ama en korkunç tarafı ise Ecrin'in yüzüydü. Tanınmaz haldeydi.

   Ve tam o esnada korkuyla uyandım. Su içmek için aşağıya indim ama mutfaktan tıkırtılar geliyordu. Önce hırsız sandım ama sonra evin çok sıkı bir güvenliği olduğunu hatırlayınca kim olduğunu görmek için kapıya yaklaştım.

   O,uzun ipeksi saçları ve baş döndürücü leylak kokusunu nerde olsa tanırım artık. Gecenin bir vakti arkası dönük bir şekilde dışarıyı seyreden kişi Tuana'dan başkası değildi.

   Veee sonra da beni görünce korktu ve elindeki bardağı yere düşürdü. Burada ne aradığını sorunca telaştan doğru düzgün konuşmadı bile. Onun bu halini keyifle seyretmekten ne dediğini anlamadım ve neyse diye geçiştirdim. Tam bir bardak su içtim ki Tuana'nın sesiyle hızla ona döndüm.

   Ah,parmağını kesmişti...

   Elini yıkamasını söyledim ve yara bandı alıp ellerini avucumun içine aldım. Benim iri ve kemikli ellerimin arasında minicik kalmışlardı. Dokunduğum anda buz gibi olan elleri yavaş yavaş alev topuna dönmüştü.

   Bandı sardıktan sonra o,ona has leylak kokusunu içime çektim. Ve geçmiş olsun deyip odama geldim.

   Aklım her ne kadar inkar etmek istese de kalbim tüm açıklığı ve kararlılığıyla haykırıyordu artık. Onu seviyorum...

   Ama belki de bunu hep içimde yaşamak zorundayım. Çünkü hayatım boyunca Ecrin'i seveceğim diye söz vermiştim Esma teyzeye. Şimdi ise gözünün önünde ona ve kızına ihanet edemem ki.

   Yatağımdan indim ve duş almak için banyoya sürdüm sandalyemi. Bugün ve bundan sonra da Kaan'ın yanında tek bırakmayacaktım Tuana'yı.

   Ister kıskançlık, ister sahiplenme isterse de korumacılık olsun adı. Ama o adamın yanında tek olmasına izin vermeyecetim.

   Duş alıp çıktıktan sonra, beyaz üstüne gri çizgili bir t-shirt ve siyah bir eşofman giyip çıktım odamdan. Asansöre bindiğimde saat 12:20 idi yani Kaan'ın gelmesine daha 40 dakika vardı.

   Aşağıya indiğimde mutfaktan gürültüler geliyordu. Sandalyemi mutfağa doğru sürdüm ve kapının önünde durdum. Tuana'nın önünde lila rengi rengarenk kelebekli bir önlük ve başında da aşçı şapkası vardı. O kadar şirin duruyordu ki...

BEDELWhere stories live. Discover now