4❄

754 80 35
                                    

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,Cenneti de gördüm, cehennemi de

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudun okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım.*

Su jeong teyze elindeki kitaptan okudu dizeleri. Daha öncede söylediğim gibi tatlı bir kadındı. Sanki yıllardır bu kulüpteymişim gibi ben de oturup onlarla birlikte içimde tatlı bir huzurla okunan alıntıları dinliyordum. Su Jeong teyze bitirdiğinde "Ne düşünüyorsunuz?" dedi. "Ağlamak istiyorum." Dedi Kim Namjooni herkes güldü. "Su Jeong noonanın seçimi her zaman ki gibi çok iyi" dedi Jimin. Taehyung'un kardeşi atıldı o arada. "Bende hazırladım kışla ilgili b-" Jİmin onu susturdu.

"Hayır hayır sen sonra anlatırsın aramıza yeni katılan Jungkook'un da bir şeyler anlatmasını istiyorum."

"Jungkook'un hazırlıklı geldiğini sanmıyorum. Bu seferlik onu geçelim." Dedi Taehyung. Benim yerime bunu söylemesine şaşırdım. Onu şaşırtmak istedim. Aklımdaki şiiri okudum.

Yalnızlığın sesinden bir resim yaptım
Kararan kalabalıklardan süzdüm ışığını.
Akşamüstleriyle boyadım vazgeçen ağzını
Parmaklarını uzattım gece suları gibi ıssız
Salkımsöğütlerden bir beden çizdim usul
Hiçbir rüzgarın duruşunu bozamadığı
Bütün yağmurları topladım yapraklarına.
Sonra tüm yolcuların silindiği bir ufuk
Örttüm kâkülleriyle alnının üşümesini.
Puhu kuşlarının avazını yerleştirdim dudaklarına
Uzanıp uzanıp öptüm sonra acıyla.
Gözlerini kapalı çizdim görmesinler diye kimseyi
Madem görmeyecekler bundan sonra beni.
Astım saçlarından odamın boşluğuna...

Uzun sustum, ey durmadan konuşanlar
Geçmedi üşümem
Ben bir aşkın kar yağışından geliyorum... **

"Nereden bu şiir?"

"Shim Myeong Hyo'nun çöller kitabından." Dedim.

"Bilmeyenler için Shim Myeong Hyo Jungkook'un teyzesi ve bir zamanlar en çok satan yazarlardandı."

"Hepsini nasıl ezberledin Jungkook-ah. Çok etkilendim şiirden." Dedi Su Jeong teyze. Utanmıştım kafamı eğdim gülümseyerek.

Daha sonra kitaplardan alıntılar ve onun üzerine konuşmalar bitti. Büyük baba bize pişirdiği kestaneleri ikram etti. 9 yaşındaki torununu getirmek için geliyordu o da. Sohbete katılmasa da konuşulanları dikkatle dinlediği belliydi. Her yaştan insanın katıldığı bu kulüpte kitaplar hakkında konuşmak hayal gibi geliyordu. Kestanelerimizi yerken Taehee ve eczacının kızı Jihyun ile Jİmin'in atışmalarına güldük. Kim Namjoon ajussi dükkânında yaşadığı sıkıntılara söyleniyordu. Su Jeong teyze bir anne gibi hepimize şefkatle yaklaşıyordu. Uzun zaman sonra kendimi çok mutlu hissediyordum. Taehyung etrafı toplamaya kalkmış diğerleri de koyu bir sohbete dalmışlardı. Ben de yüzümden silemediğim gülümsememle onları izliyordum. Yana dönüp mutfak tezgahında bulaşıklarla uğraşan Taehyung'a baktığımda sanki ona baktığımı görmüş gibi o da bana döndü. Göz göze geldik. Ben hala gülümsüyordum. Benim güldüğümü görünce o da gülümsedi. Kare gülümsemesini ilk kez bu kadar geniş görüyordum. İçimi sımsıcak yapan bir gülüştü.

Winter's Tale | TaekookWhere stories live. Discover now