KAN ÇİÇEKLERİ

2.9K 333 48
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿

Önce yıldıza dokunarak başlayalım mı okumaya? 🌠

🌿🌿🌿🌿🌿

Leman'dan

Hastanede işler yine rutine dönmüştü. Ama artık içimdeki o sıkıntılı ruh hali benden çok çok uzağa gitmişti.

Laboratuvarda rutin bir şekilde çalışıyorduk, bugün dört personeldik. Elimdeki işimi bitirerek Melda hanıma yardım ettim raporlama işinde. İşlerimiz bitince birer yorgunluk kahvesi içmek için kafeteryaya gittik. Kahveleri içtik o geri laboratuvara gitti ben de Yasin'e bakmak için başhekimlik binasına girdim. Kapıya yaklaştığımda çaycımız Akif başhekimin kahvesini götürüyordu.

"Akif bana ver sen o kahveyi," diyerek elinden aldım.

"Size de getireyim mi Leman hanım?" Dediğinde istemedimi belirtmek için başımı sağa sola salladım. Kapıyı çalarak, Yasin'in yalnız olacağını düşünerek "gir," demesini beklemeden kapıyı açtığımda dahiliyenin doktorlarından şen dul Sevilay hanımı Yasin'in masasının ucuna bacak bacak üstüne atmış bir şekilde oturmuş olarak bulmayı beklemiyordum tabii ki.

Yasin, "Gir demedim Akif," diye sinirli bir sesle çıkışınca "hayatım ben geldim, kahveni de ben getirdim," dedim. Cümlemi bitirirmeden koltuğundan kalkarak Sevilay hanımın kıskacından canhıraş çıkıp yanıma geldi "iyi ki geldin," diyerek beni dudaklarımdan öpmeye başladı. Ben kısa bir şaşkınlıktan sonra çaktırmadan göz ucuyla arkama baktığımda istifini hiç bozmadan masanın ucunda oturmaya devam eden ve omzunun üzerinden bize bakan Sevilay'a nispet yaparcasına Yasin'in öpüşüne karşılık verdim.

Sevilay hanım ayaklanarak elimdeki tepsiyi aldı ve gülümseyerek, "ben sizi yalnız bırakayım, cicim aylarınız bitmemiş anlaşılan daha sonra yine gelirim Yasinciğim," diyerek kapıyı açıp dışarıya çıktı ve kapıyı çarparak kapattı.

Başhekimim çarpan kapıyla kapının kapandığından emin olunca beni hızla duvara yasladı ve çarpma sesiyle ansızın duran öpücüğünü kaldığı derinleştirerek devam ettirdi.

" Hayatım yemeğe çıktın mı? " Diye bir soruyu ortaya bıraktım öpüşürken.

"Yiyorum ya şu an," dedi gülerek.

Ellerimi göğsüne koyarak onu biraz geri ittim ve öpüşmeyi sonlandırdım.

"Gerçekten gittin mi?"

"Gerçekten, gitmeye fırsatım olmadı. Tam çıkayım derken Sevilay hanım geldi. Çıkmak bilmedi."

"Polikliniği falan yokmuymuş niye gelmiş? Birde hiç koltuk yokmuş gibi gelmiş masana yayılmış."

"Kıskanmışız sanki," dedi göz kırparak.

"Kıskanırım tabii. Ben aşağıda milletin kan testlerini yapayım o gelsin benim kocama asılsın. Oldu canım oyarım onun gözlerini. Gülme senin gözlerini de oyarım. Neden izin veriyorsun masana oturmasına? Nerde kaldı iş ahlakı başhekimim?"

"Dedi az önce başhekimle başka bir doktorun önünde çekinmeden öpüşen teknisyen hanım."

Gözlerimden ateşler çıkararak ona bakınca yumuşacık bir sesle devam etti.

"Senden önce de asılıyordu şen dul bana, yeni bir şey değil ki!"

"Benden önceki zamanı anlarım. Sen bekar bir doktordun. Hastanenin bütün kadınları sana hastaydı. Gerçi hala da öyleler. Azıcık boş bıraksam avuçlarımdan kayıp gideceksin sanki," dedim bir nefeste.

MOR SALKIMLI SOKAK ( Tamamlandı ) Where stories live. Discover now