Bölüm 4: Dört Emir Tarikatı

458 69 103
                                    

Dünyanın en tehlikeli türlerden biri,' diye söze girdi, "işsiz, arkadaşsız kadındır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dünyanın en tehlikeli türlerden biri,' diye söze girdi, "işsiz, arkadaşsız kadındır. En zararsız ve çoğunlukla da en faydalı insanlar olmalarına rağmen, yine de başkalarını suça teşvik eden en büyük güçtürler. Biçaredir yalnız kadın. Göçebedir. Onu ülkeden ülkeye, otelden otele götürecek kaynaklara sahiptir. Çoğunlukla, nereden geldiği belli olmayan emeklilik ödeneklerinin ve huzurevlerinin arasında kaybolmuştur. Kurtlarla dolu bir dünyada küçük bir kuzudur. Kurt onu kaptığında merak eden kimsesi çıkmaz.

"Sherlock Holmes: Gerçekler Kanıt İster" Arthur Conan Doyle

¿?

-63. Gün

Alışık olunanın dışında sıcak ve açık bir havası vardı o gün Londra'nın. Güneş kocaman, yakıcı ve ışıl ışıldı. Tek bir meltem bile esmiyor, yaprak kıpırdamıyordu.

Nadiren omuzlarından ayırdığı paltosunu kolunun altında taşıyacak kadar sıcaklamış Sherlock ve kısa adımlarıyla ona yetişmeye çalışan John, Müfettiş Lestrade'nin aniden ortadan kaybolan kocasının nerede olduğunu öğrenmek isteyen bir kadının vakasını çözmesine yardım ettikten sonra 221B Baker Caddesi'ne dönmüşlerdi. Speedy'nin Yeri'nde karınlarını doyurmuşlar ve artık eve girme vakti gelme gelmişti fakat bir sorun vardı, sorun da Sherlock'tu:

"Sherlock? Hey!" John hipnoz olmuş gibi gözlerini kısmış siyah bir kamyonete bakan Sherlock'un gözünün önünde parmağını şıklattı ve onun trans halini bozdu. "O Ford Ranger ile derdin ne senin?"

"Hiç." Sherlock birden durduğu noktadan ok misali fırlayıp eve girdi, ışık hızında merdivenleri tırmandı ve dairesine öyle bir girdi ki kapı arkasındaki duvara çarptı. Ona yetişmeye çalışırken nefes nefese kalan John da kapıya çarptı tabii. Bu yüzden evin her yerine dağılmış siyah takım elbiseli adamları ve salondaki müşteri koltuğuna kurulmuş yaşlı adamın karşısında oturan, yanakları utançtan kızarmış ve kıkır kıkır gülen Bayan Hudson'ı görüp tepki vermesi Sherlock'tan geç oldu.

"İlahi Tom!"

"Tom?" Aralarındaki samimiyet Sherlock'un dikkatini çekmişti. Bayan Hudson gülerek yerinden kalktı ve tezgahtaki çaydanlıktan taze çay alıp eve yeni giren kiracılarını görmezden geldi.

"Misafirperverliğiniz, harika sohbetiniz ve lezzetli İngiliz çayınız için çok teşekkürler Bayan Hudson." dedi Tom.

"Lütfen bana Louise de Tom." Sherlock ve John'un şaşkın bakışlarla takip ettiği Bayan Hudson hâlâ gülüyordu.

"Peki Louise." Vito Corleone* tipli Tom'un yaşı en az Bayan Hudson kadar vardı, evdeki diğer adamlarla uyumlu olacak şekilde siyah takım elbise giyiyor ama onlardan farklı olarak gömleğinin cebinde hercai renginde bir mendil taşıyordu. "Henry Louise'ye benim kartlardan verin." deyip yanındaki genç delikanlıya el hareketi yaptı Tom. "Misafirperverliğin için çok teşekkürler ve canın gerçek bir sohbet arkadaşı isterse beni aramaktan çekinme lütfen Louise ama Bay Holmes ve Bay Watson geldiğine göre biz erkeklerin iş konuşma vakti gelmiş demektir."

Obsidyen | HolmesWhere stories live. Discover now