s

235 40 8
                                    

"Kakashi-kun?"

Rin ve Obito, küçük tahta evin kapısının açılmasını bekliyordu. Ama her kapıyı tıklattıklarında daha boş bir sessizlik oluşuyordu.

"Rin, belki de gitmeliyiz."

"Sanırım haklısın... Gidelim, Obito."

Genç kız başını eğerek geriye bir adım attı. Obito ona bakarak başını salladı. Kakashi ile konuşmak için onun evine kadar gelmişlerdi ama o nankörlük yapıp kapıyı bile açmıyordu. Bu sinir bozucuydu.

"Tahminimce Kakashi evde değil, çocuklar."

"Minato-san!"

Kapının önünden çekilirken, iki gün önce büyük bir kavgayı önlemiş olan Minato ile karşılaşmışlardı. Onlara sıcak bir gülümseme ile bakıyordu.

"Nerede olduğunu biliyor musunuz?"

"Korkarım hayır, ama size onun hakkında bir kaç şey anlatabilirim. Gelin."

Minato'nun peşinden gittiklerinde nehir kenarındaki büyük bir kayanın yanına varmışlardı. Genç adam oturdu ve eli ile yanına oturmalarını işaret etti. İkili yanına oturduğunda konuşmaya başladı.

"Kakashi-kun, çok zor dönemler geçirdi. Baştan anlatayım. Babası, köyün en çok tanınan kişilerinden biriydi; Hatake Sakumo. Herkes tarafından sevilirdi ve meşgul biriydi. Kakashi ile geçirmek için pek vakit bulamazdı. Ona teknik öğretmek ve kendisi gibi güçlü olmasını sağlayacak şeyler öğretmek için. O yüzden beni onunla beraber kalmam için buldu. Sizin her gün ziyaret ettiğiniz bu bahçeyi Sakumo-san, vaktinden biraz ayırarak Kakashi ile yapmıştı. Ayrıca, Hokage-sama ona bir çok görev verirdi. Ve çıktığı görevler... Tehlikeliydi. Bu görevlerden birinde bütün takım arkadaşlarını kaybetti, bu onu ağır bir depresyona sokmuştu. Kendi oğlunun önünde intihar etti ve... Kakashi bu olay yaşandığında sadece 10 yaşındaydı. Bunun onun için ne kadar büyük bir travma olduğunu anlamışsınızdır. Bunun üzerinden tamı tamına 6 yıl geçti ama, Kakashi hala unutamadı. Ve onun bunu atlatması için elimden geleni yapıyorum..."

"Zavallı Kakashi-kun..."

Obito öylece dinliyordu, önyargılı davrandığı için kendine kızdı. Kendini özür dilemek zorunda gibi hissediyordu ama bunu yapmak istemiyordu da.

"Acıklı hayat hikayemi anlattığınız için sağolun, Sensei. Ve sen, Uchiha. Sanıyorum ki birbirimize bir özür borçluyuz."

Obito, arkadan gelen Kakashi'ye baktı. Burada olmasına biraz şaşırmıştı. Bir anda söze atıldı.

"O zaman önce sen özür dile!"

"Obito!"

"Ama Rin-"

"O-bi-to!"

"Ah, pekala.. Özür dilerim, Hatake. Hatalıydım. Sana önyargılı yaklaşmamam gerekirdi."

"Özür dilerim, Uchiha. Hatalıydım. Seni kışkırtmamam gerekirdi."

Violet • ObiRinWhere stories live. Discover now