4. BÖLÛM

332 176 361
                                    

Unutamadığınız kötü anılarınız, travmalarınız var mı? Bu satırda dertleşebilirizz


18 YIL ÖNCE

" Bir çocuğun ölüşü ve ruhu yaralı bir adamın doğuş hikayesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Bir çocuğun ölüşü ve ruhu yaralı bir adamın doğuş hikayesi..."

4. BÖLÛM:
GEÇMİŞİN İZLERİ

Işıltılarıyla dünyayı aydınlatan bir güneş gibiydi her çocuk... Her çocuk masumiyet ve sevgi dolu kalpleriyle küçük birer mucizeydi... En çokta sevgiyle beslenen bir çiçek gibiydi her çocuk...

O da bir çocuktu...
Ama o, gözlerinden mutluluk yerine yaşlar ve dudaklarından kahkahalar yerine sessiz hıçkırıklar dökülen bir çocuktu..!

Yine küçük bedeni titriyor, hıçkırıkları soğuk ve karanlık odasının duvarlarında yankılanıyordu. Henüz çok küçüktü, bu kadar acıyı kaldıracak kadar değil...

Oysa çocukların dünyaları oyunlardan ve kahkahalardan ibaretti ama onun dünyası bambaşkaydı; o, annesinin gördüğü şiddete her gün tanık olup annesini o caninin darbelerinden koruyamadığı için içinde tarifsiz bir öfke ve çaresizlik duygusuyla boğuşuyordu.

Her gün aynı manzara; annesinin çığlıkları, babasının öfkeli kükremesi, evin rutubet kokan duvarlarında yankılanan darbelerin sesi...

Ve yine o vahşet dolu anlardan biriydi...

Soğuk ve karanlık
odasının bir köşesine sinmiş, babasının kükremeyi andıran sesinin kulaklarına dolmasını engelleyebilecekmiş gibi tir tir titreyen minik ellerini kulaklarına bastırmış bir vaziyette bitmek bilmeyen bu kabus gibi anın sona ermesini bekliyordu henüz dokuz yaşındaki Yiğit..

Küçük bedenini saran korku kalbini bir mengene gibi sıkıştırıyordu. Her darbenin sesi, annesinin her çığlığıyla birlikte ruhunun bir köşesi daha parçalanıyordu. Evin rutubet kokan duvarları sanki bu vahşete ortak oluyor, çığlıkları ve darbeleri yankılayarak acıyı büyütüyordu.

Anlamıyor, kavrayamıyordu bu kadar zulümün neden olduğunu? Ne yapmışlardı ki bu hayatta yaşama tutunmaya çalışmaktan başka?

Bir ara sesler kesildiğinde sessizliğin ürkütücü etkisine kapılmış bir halde titreyen bedeniyle öylece kalakaldı küçük çocuk, ne olduğunu anlayamadı; evin sıvası akmış eski duvarları sessizliğe bürünmüş, sanki vahşete ara vermiş gibiydi. Acaba her şey bitmiş miydi yoksa daha büyük bir vahşete mi hazırlıklı olmalıydı?

Küçük yüreği korkuyla boğuşurkan merak ve endişeyle sinip kaldığı yerden kalkıp kapıya doğru ilerledi sessizce. Her adımında kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi atıyorken annesinin odasına yaklaştıkça içini saran korku daha da büyüdü.

ASEF- İ HASRET ( BİTTİ/ DÜZENLENİYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin