Bölüm Kırk Beş

969 52 189
                                    


Jared ile ben lobide oturuyorduk, o tahıllı bagel yiyip hindistan cevizi suyu içiyordu bense ekstra büyük bir bardak kahve içiyordum.

Bilmediğim birkaç kişiyle masamızı paylaşıyorduk.  -Çaktırmadan bakarak anladığım kadarıyla bu kişiler Gen ile Jared'ın dostlarıydılar.- Kesinlikle takip etmekte aşırı güçlük çektiğim bir konu hakkında konuşuyorlardı, herhalde konu spor falandı.

Odanın bir ucunda sanatın-vücut-bulmuş-hali espressolar yapan bir istasyonu vardı ve kendimi büyük bir arzu ile parıldayan standı süzerken buldum. Kendime double- espresso shot ı koyup içmenin hayallerini kurdum. Shot ı mochanın içine koyardım ve kesinlikle çikolata sosu ilave ederdim, sonra ise kalın dokulu kremanın tadını çıkararak...

İç çektim. Bunu başarabilmem için insan uygarlığını yarıp geçerek lobinin diğer ucuna koşmam gerekiyordu.

Muhabbet birkaç dakika daha devam ettikten sonra arkadan gelen gürültülü bir ses ödümü bokuma karıştırdı.

"Ne sikim dönüyor burada! Misha Collins?"

Başımı sesten yöne çevirdim ve bana elini uzatan, uzun sarışın bir adamla karşılaştım. Bu jesti bana Castiel'ı fazla anımsatıyordu.

"Ah, merhaba."

"Bu adam sertifikalı bir deli," Jared zarafetsizce güldü. "Onu kafaya takma."

Adam isyankar bir bakışla Jared'ı susturdu ve tekrardan bana baktı.

"Adım Jason." diye açıkladı ve elimi sertçe yumruğu içine aldı. "Jared'ın bir arkadaşıyım. Sonunda seninle tanışabildiğime sevindim." Bir defa daha ağzından sözleri kaçırmadan önce azıcık sabretti ve devam etti. " 9 Cehennemin toplamından daha ateşli olduğunu düşünüyorum ve siktir, en büyük hayranınım."

Kendimden şüphe duyan bir ifadeyle güldüm ve boynumun arkasını kaşıdım.

"Aww, teşekkür ederim. Bu çok tatlıydı."

"-Ve endişelenme aslında gerçekten deli değilim."

"Ah değil misin? Çünkü ben öyleyim ve aylık toplantıda sana rastladığıma eminim." Kızıl bir adam onun arkasından belirdi ve benimle tokalaşmak için elini uzattı. "Andy, ben de Jared'ın bir arkadaşıyım. Ayrıca sadece şakalaşıyorum. Bu arkadaş gurubunda en normal kişi benim."

"Hah," Jared kuvvetlice öksürdü, adamın saçmalıklarını bir bıçakla yarar gibi kesip attı. "Bu haftanın US dergi kapağı seninle aynı fikirde değil."

Andy yavaşça ve kuşkuyla başını salladı.

"Adamım, o gecenin tüm fotoğraflarını yüz defa falan temizlettim şu an temizim."

"Peki... ama görünen o ki hala bir fotoğraf sağ kalmış. Kör kütük sarhoş olmasaydın farkına varabilirdin."

Şaşkına dönmüş bir şekilde diyaloğu takip ettim. Jared bana samimice dönene kadar başım bi ona bi diğerine döndü durdu.

"Şunu dinle bak," sırıttı. "Tüm sayfada partinin detayları hakkında şeyler yazıyordu tamam mı? Sayfanın tam ortasında onun başının fotoğrafı-"

"Kötü bir fotoğraf bile değildi ki" Andy gönülsüzce Jared'ın sözünü kesti. "Ateşliydi bile."

O ve Jason da masaya oturdular.

"Süslü püslü bir partide hovardalık ediyordun, eyaletin en büyük işvereninin evinde o haldeyd-"

 Jared'ın çizmeye çalıştığı ve anlatırken durmak bilmediği gayet canlı görüntüden dolayı irkildim. İyi. Belki de bu muhabbet her Jensen ile beraberken hiddetle sertleşen aletimi yatıştırmada-

Nobody Sees Nobody Knows // Cockles (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now