10. Bölüm : İlk Öpücük

3.7K 400 121
                                    

Multimedia: Adele - Set Fire to the Rain

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ^^

———

Uyandığımda hava kararmıştı. Ay ışığı yuvarlak pencerelerin içerisinden sızıyor ve her yeri aydınlatıyordu. Gözlerimi uyku mahmurluğuyla ovuştururken yatakta doğruldum. Başım saatlerdir uyumaktan olsa gerek ağrıyordu. Aynı anda binlerce bıçağın keskin ucu beynime batırılıyormuş gibi hissediyordum ve ağrı eşiği hayli düşük olan biri için bu fazlasıyla zordu.

Ayaklarımı yataktan sarkıtırken bir süre pencerenin ardında görünen Ay'a diktim gözlerimi. Pasparlaktı, çok güzeldi... Küçüklüğümden beri ona hep farklı bir ilgi duymuştum. Babamın benim için aldığı teleskopla istisnasız her gece Ay'ı izlemiş, üzerindeki kraterleri inceleyip durmuştum. Ay, benim için her zaman farklı bir gizem olmuştu. Ruhumu enerjiyle doldurduğuna, hislerimi hep doruklarda yaşamamı sağladığına inanıyordum.

Derin bir nefes verirken bakışlarımı arkamda kalan merdivenlere çevirdim ve herhangi bir ses duyabilmek için kulaklarımı kabarttım. Rian'ın ben uyurken nasıl vakit geçirdiğini merak ediyordum ve bir an önce aşağıya inip onunla sohbet etmek istiyordum.

Ona çok fazla bağlanıyorum...

Ellerimi yüzüme kapatırken duygularımı gözden geçirdim. Neden gözlerimi kapadığımda onun safirlerinin zihnimde belirdiğini, onunla konuşurken kalbimin hem yerinden çıkacakmış gibi atmasını hem de bir daha atmayacak gibi durmasını ve dudaklarından çıkan anlamlı ya da anlamsız her sözü duyduğumda aldığım nefesin ciğerlerime yetmemesini...

Tüm bunlar ne demek oluyordu?

Yeni tanıdığın bir adama aşık oluyorsun... Ona, aşık oluyorsun...

"Hayır, hayır, hayır..." Ellerimi ansızın yüzümden çekerken hızla ayağa kalktım ve odada dolaşmaya başladım sessiz adımlarla. Hissettiğim telaştan ötürü ellerim buz kesmişti, bacaklarım dahil her uzvumun titrediğinin farkındaydım. "Ben aşık olamam..."

Ya aşıksan?

Ellerim yeniden yüzümü bulurken gözlerimi sımsıkı kapadım. Kalbim sık nefeslerin arasında kafesinden çıkmak ister gibi atmaya başlamıştı. Heyecanlanmış mıydım? Yoksa korkmuş muydum? Hangisi şu an hissettiklerimin tercümanıydı?

Titreyen ellerimi birbirine sürterken Rian'ı düşündüm. Uyumadan önce bana söylediklerini, zaman zaman romantik biri gibi davranmasını... Gerçekten ona aşık olabilir miydim? Aşkın nasıl bir duygu olduğunu bile bilmiyordum ki ben! Daha önce hiç yaşamadığım ve hep yabancısı olacağımı düşündüğüm bir duyguydu. Şimdi nasıl adını koyabilirdim ki hissettiklerimin?

"Sakin oluyorsun," diye mırıldandım kendi kendime. "Onunla bir kez daha yan yana gelmeden hislerini anlayamazsın."

Evet... Önce aşağıya inecektim ve Rian'ın gözlerinin içine bakarak ona karşı ne hissettiğimi anlamaya çalışacaktım. Eğer gerçekten ona karşı hislerim olduğu kanaatine ulaşırsam da kendimi yalnız olduğum bir zamanda pataklayacaktım bu kadar geç farkına vardığım için.

"Derin bir nefes al."

Burnumdan derin bir nefesi ciğerlerime çektim. Ardından üzerime çeki düzen verip merdivenleri inmeye başladım. Aşağıya ulaştığımda Rian şömineye odun atıyor ve alevlerin harlanmasını sağlıyordu.

Arkasını dönmeden," Nihayet aşağıya inmeye karar verebildin," dedi. "Tüm geceyi orada kendi kendine mırıldanıp dolaşarak geçireceksin sanmıştım."

1-AKŞAM YILDIZI 2-GECE GÖĞÜ *KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now