26. BÖLÜM

743 89 188
                                    

Merhabalar son 2 bölüme doğru gidiyoruz.. Okunacak iki bölümümüz kaldı.. Ha gaayret sıkın dişinizi :)) Hayırlısı ile bitirirsek bende acayip mutlu olacağım :)) Neyse şimdiiii sizinle küçük bir oyun oynayacağız.. Ben sizlere bir kelime vereceğim.. sizde o kelimeye dair içinizden ne geçerse yazacaksınız.. Bunu niye yapıyorum bıngıldağımı sıyırdığım için :))) şaka şaka herkesin rahatlaması için.. Çünkü Bu novel bizi fazlası ile gerdi, son iki bölümü tamamlamak için rahatlamak gülmek, konuşmak, küfür etmek gerek..Yeess buna karar verdim.. Hadi bakalım oynayanlar parmak kaldırsın..:))) 


Kabul edenler için işte kelimemiz..   AŞK !!

Örnek vereyim !!  Aşk bir sudur, iç, iç kudur.. gibi kısa cümlelerle ifade edilecektir..


Şimdi birinç benim... :)))  AŞK  : Ben böyle aşkın TAAAAAAAAA  %(&/^+/^'Û%)UUR/+//'^)?^)%&/^2    :)))))))  AŞK ne dediğimi anladı bence :)))))) hahahaha


Neyse hadi yeni bölüm Okurdaşlarım..... !!



****



 İmparator kendi başına hizmet çeyreğine geldi, perdeyi kaldırdı ve odaya girdi.


Kör cariye yatağın kenarında uzanıyordu. Kolu kırılmış gibi alçaktan sarkıyordu. Yüzünde üzgün bir ifade artık.

İmparator onu koynunda güvence altına aldı. Kollarıyla onu sıkıca tuttu. Bir mırıldanarak şöyle dedi: "Mu Yan, sana haksızlık ettim."

(Yedi yıl çok geç oldu, bu düz özür)

Kör cariye onun durgunluğunda kaldı. Dudakları bir süre titredi, " bu geçmiş olaylarla ilgiliydi, Majesteleri endişelenmenize gerek yok."

İmparator aceleyle başını kaldırdı, " yıllardır benden nefret ediyorsun, nefretini tutuyorsun, değil mi?"

Kör cariye, İmparatoru soğuk bir şekilde kollarını açmaya itti "" her halükarda, orijinal halime geri dönemezdim. Bunun hakkında konuşmanın ne anlamı var?"

İmparator tek kelime bile edemedi. Elleri sıkı bir kucaklamada kaldı, gitmesine izin vermek istemedi.

"Sana verdiğim Yeşim saç tokası, neden takmıyorsun?"

Kör cariye hafifçe ona cevap verdi:" onu giymeye alışkın değilim, bir kenara attım."

İmparator başını indirdi, bir süre sonra başını tekrar kaldırdı, " ne yapmaya alışkınsanız, insanlara bunu yapmasını ve buraya getirmesini emredeceğim."

Kör cariye başını salladı," sarayda ne varsa, alışamıyorum. Burada kalmak istemiyorum."


İmparatorun ifadesi biraz değişti:" saraydan çıkamazsın, gitmene asla izin vermeyeceğim."

Kör cariye gözlerini kapattı, yüzünde bir umutsuzluk izi vardı.

İmparator onu böyle görmeye dayanamadı " " sana karşı samimiyim. Şu andan itibaren seni her zaman koruyacağım. Seni koruyup. Artık kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim."

Kör cariye sessizce oturdu, zayıf ve narin vücudu soğuktan titredi.

İmparatorun dudakları buz gibi soğuk yanağına hafifçe dokundu. Yavaş yavaş dedi ki: "sen... beni affedecek misin?"


Kör cariye, İmparatorun söylediklerini duyduktan sonra, kederle güldü, "olmayacak! Ölmek zorunda kalsam bile, seni affetmeyeceğim!"

Sesi dişleri arasındaki boşluktan sıkıldı. Tüm son nefesini vermeden önce.

İmparator hiçbir şey söylemedi, sadece onu kucaklamaya devam etti, gitmesine izin vermek istemedi.

Ayrılmadan önce, daha ciddi bir konuşma tarzıyla: "gitmene asla izin vermeyeceğim. Sonsuza dek."

Kör cariye başucunda felç oldu. Yüzü herhangi bir tepki göstermedi. Sadece tırnakları etinin derinliklerine battı, avucunun merkezi şimdi kanadı.

The Blind Concubine ( Kör Cariye ) BL Çeviri TAMAMLANDI..Where stories live. Discover now