6. Seninle çalışamam, bırak beni

11.6K 884 483
                                    

Bir hafta su gibi akıp geçmişti. Jungmin'le birlikte işe gidiyor ve Mina sayesinde her şeyi sorunsuzca öğreniyordu. Bugün daha erken kalkarak üzerine şık ama rahat bir takım elbise giydi. Takım elbise giymeyi seviyordu, kendisine yakıştığını düşünüyordu.

"Bebeğim, hadi kalk artık."

Oğlunu uyandırmaya kıyamıyordu ama yapmak zorundaydı. Bakıcılara güvenmiyordu ve her seferinde arkadaşlarına bırakıp rahatsızlık vermek de istemiyordu.

"Baba, uyandım."

Oğlunu öperek banyoya götürmüş yüzünü yıkadıktan sonra onun için seçtiği kıyafetleri giydirmişti. Heyecanlıydı çünkü bugün asıl patronuyla tanışacaktı. Onunla iyi anlaşmayı umuyordu Jimin.

Dışarı çıktıktan sonra bir taksi çevirip evin adresini vermişti. Artık böyle olacaktı, olduğundan daha erken saatte kalkıp Jungmin'le birlikte patronunun evine gidecek ve kahvaltısını hazırlayıp onunla şirkete dönecekti. Bay Jeon'a, Jungmin'i evine götürmesinde bir sakınca olup olmadığını sormuştu ve Bay Jeon oğluyla konuşacağını söylemişti. Cevap ise olumluydu, bu yüzden onlara minnettardı Jimin.

Taksiciye para verip geniş evin önünde durdu. İsmini hala bilmediği patronunun yeni taşındığı evdi burası. Saatine bakıp vakit kaybetmeden içeri girmek adına yürüdü.

Kapının önündeki güvenliğe şirket çalışanı olduğunu gösteren kartını göstermiş ve içeri girebilmişti. Evin anahtarı kendisinde de vardı bu yüzden kolayca girdi.

"Babacığım, sen burada otur ve sakın yerinden kalkma." Jungmin'e oyalanması için telefonundan video açmış ve onu salonda bırakarak mutfağa geçmişti. Aradığı şeylerin yerini bulduktan sonra kendisine verilen listeye göre hazırladı kahvaltıyı.

Yaklaşık 20 dakika sonra işi bitmişti. Bu sırada ayak sesleri duyarak ellerini havlu yardımı ile kuruladı. Hazırladığı içeceği de masaya yerleştirip arkasını döndüğünde hiç beklemediği yüz ona bakıyordu.

"Jimin, senin ne işin var burada?"

"Ben, Bay Jeon'un sek- o sen miydin?"

Kelimeler boğazına dizilmişti Jimin'in. Bu tamamen tesadüf müydü, yoksa kaderin bir oyunu mu?

"Baba, telefonun kapandı."

Paytak adımlarla koşarak mutfağa giren çocuğun elini tutarak saçlarını okşadı. Bu sırada Jungkook ikisini izliyordu. Jimin'in sekreteri olmasından kesinlikle memnundu.

"Evet, benim. Sekreterim sensin demek."

"Sekreterin falan değilim, gidiyorum."

Jimin'in değişen ruh hali Jungkook'u şaşırtmıştı. Jungmin'i kucağına alıp yanından geçecekken kolundan tutup gitmesine engel oldu.

"Nereye gidiyorsun, gidemezsin."

Jungkook, Jimin'i göndermemekte ısrarcıydı. Geçmişte bir hata yapmıştı ve bunu telafi etmek istiyordu.

"Seninle çalışamam, bırak beni."

Kolunu çekmeye çalıştığı sırada Jungmin ağlamaya başlamıştı. Korkmuştu babasına bir zarar gelecek diye.

"Ne yapıyorsun, onu korkuttun." Bir yandan Jungmin'i susturmaya çalışıyor diğer yandan kendisi sakin kalmaya çalışıyordu.

"Jimin, beni dinle. İşten ayrılma, böyle rahat bir yer daha nasıl bulacaksın?"

Bir iş bulmak için birkaç hafta daha bekleyemezdi Jimin. Hem de böyle rahat ve Jungmin'i yanında götürebileceği bir yer hiç bulamazdı. Bu yüzden ağlaması durmuş oğlunun saçlarını severken kafasını salladı.

Nasıl düşünememişti ki bu kişinin Jungkook olabileceğini. Gerçi Jeon soyadını taşıyan çok kişi vardı, aklına bile gelmemişti.

"Birlikte kahvaltı etmek ister misin?"

Anında kafasını salladı Jimin. Bunu istemiyordu, sadece patronuydu ve ona hizmet vermek için buradaydı. Birlikte kahvaltı yapmak için değil.

"Oğlun aç mı, o yemek ister belki."

"İstemez, teşekkürler." Diyerek Jungmin'e baktı. 'Oğlun' demişti ona. Kendi oğlu olduğunu hala bilmiyordu tabi, bilseydi ne tepki verirdi diye düşündü Jimin. Onu ister miydi ya da tamamen görmezden mi gelirdi? En kısa zamanda bunu Jungkook'a söylemeliydi, ama cesareti yoktu.

"Pekala, çıkalım o halde."

Jimin masayı toplayacağı sırada Jungkook gerek olmadığını söyledi ve hep birlikte evden çıktılar. Onunla aynı arabaya bineceği için stres yapmıştı Jimin. Patronuyla ilk günü olması yetmiyor gibi bir de bunun Jungkook olması işleri daha da zorlaştırıyordu. Çok fazla tesadüfü aynı anda yaşıyordu Jimin. Önce oğullarının hayatını kurtarmış ardından patronu çıkmıştı. Bunlar onun için fazlaydı.

Arabaya binerek Jungmin'i de kucağına oturttu. Bu sırada telefonuna Seokjin'den mesaj gelmişti. Nasıl geçtiğini soruyordu, Jimin ise akşam anlatacağına dair kısa bir açıklama yapmıştı.

Arabada giderken bugün olan planları bir bir Jungkook'a aktarmıştı. Program o kadar da yoğun değildi, sadece iki küçük toplantısı vardı.

Yanında oturan Jungkook çaktırmamaya çalışarak Jimin'e baktı. Kucağında oğluyla ilgilenirken fazla güzel olduğunun farkında mıydı?

Onunla konuşmak istiyordu Jungkook. O gittikten sonra neler yaptığını bilmek istiyordu. Kiminle birlikte olduğunu, bu çocuğun kimden olduğunu onun yokluğunda olan her şeyi bilmek istiyordu. En çok da kendisini hala sevip sevmediğini merak ediyordu. Çünkü o bir türlü Jimin'i unutamamıştı, bunu daha iyi anlıyordu.

Şirkete geldiklerinde hızla arabadan inerek oğlunun elini tuttu Jimin. Bu şekilde şirkete havalı bir giriş yapmışlardı. Asansöre yürüdükleri sırada Jimin çekinerek Jungkook'a seslendi.

"Bay Jeon," ona bu şekilde seslenmek tuhaf geliyordu. "Jungmin'i bırakıp gelebilir miyim?"

"Baba, ben de gelebilir miyim?"

Bunun nereden çıktığını merak ediyordu Jimin. Şimdiye kadar gelmeyi istememişti, aksine yeni tanıştığı arkadaşlarıyla oynamak için can atıyordu.

"Onunla oynamak istiyorum." Diyerek onlara bakan Jungkook'u gösterdi küçük parmağıyla. Jimin kaşlarını kaldırarak oğlunun boyuna geldi.

"Jungmin, neden birden böyle yapıyorsun? Bu konuda anlaşmıştık, benimle gelemezsin."

"Sorun değil, gelebilir."

Jungkook'un kabul etmesiyle Jungmin sevinçle el çırpmış ve babasının yanağını öpmüştü. İç çekerek ayağa kalktı Jimin, onlarla birlikte asansöre yürürken ne yapacağını düşünüyordu.

Nasıl söylemeliydi? Şimdi veya daha uygun bir zamanda? Birden mi, alıştıra alıştıra mı? Ya da söylemeli miydi? Belki de onun hayatında biri vardı, aralarını bozmak istemezdi. Kafası çok karışıktı.

________________

________________

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

~Maria'

I Want To Be His Dad // KookMin ✔Où les histoires vivent. Découvrez maintenant