🌛21🌜

68.3K 2.9K 194
                                    

Akşam ezanı okunurken annemler evimden çıkmıştı. Bense ağrıyan başımla koltukta uzanıyordum. Sabah kahvaltısından sonra insan evine gider değil mi? Tek tesellim kaynanamın yemeği yapmış olması. Zaten Mehmet öğle yemeğine geleceğim diyip yinede gelmemişti. Bu durumada istemsiz bozuldum.
Zilin sesiyle koltuktan zorla kalkıp ayaklarımı süre süre dış kapının önüne geldim. Kapıyı aralayıp Mehmete baktım. Elindeki poşetleri bana uzatınca alıp vestiyere bıraktım. Mehmet montunu çıkarmaya çalışınca kısa boyumla çıkarmasına yardım etmeye çalıştım. Mehmet boşa çabalarıma karşılık montu kendisi çıkarıp bana uzattı. Bende vestiyere asıp ona döndüm.

"Hoşgeldin. " yorgun sesimi duyup bana kısa bir bakış attı. Dış kapıyı ardından kapatıp kitlerken beni yanıtladı.

"Hoşbuldum. Misafirlerin gitmiş. " onunla birlikte odaya yürürken başımı olumlu anlamda salladım. İkili koltuklardan birine kendini atıp uzandı. Belliki o da işte baya yorulmuş. Acaba bende bu koltukta uzansam ayıp olur mu? En iyisi oturmak diye düşünüp ikili koltuğa oturdum. Mehmet gözleriyle beni izliyordu.

"Öğlen işin çoktu sanırım. " neden gelmediğini deli gibi merak ediyorum. Sonuçta giderken geleceğim demişti. Mehmet gülümsemesini engellemeye çalışıp öyle konuştu.

"Yok işim yoktu da misafirin var birde ben iş çıkarmayayım diye gelmedim. " zeki adamdı. Dolaylı yoldanda olsa ne ima ettiğimi hemen anlamıştı.

"Şey açsan yemeği şimdi hazırlayayım. " ayaklarını sobaya doğru uzatıp ısıtmaya çalışmasına baktım. Benim aksime oldukça rahattı. Sanki yıllardır aynı evde yaşıyormuşuz gibi.

"Aslında çok yorgunum hemen yatmayı düşünüyorum. " yüzüm iyice asıldı. Akşam ezanı yeni okudu sayılır ve Mehmet bu saatte uyumak istiyor. Gerçi adamda haklı benimle gönüllü evlenmedi ki evli insanlar gibi gülüp söyleyelim. "Yüzün niye asıldı?" Halıya dalmış olan gözlerim ona döndü. Onunda kaşları çatılmış kahveleri merakla harmanlanmıştı.

"Yok yüzüm asılmadı. O zaman sen yatağa geç yorgunsun zaten. Ben mutfaktaki işlerimi halledeyim. " ayaklanıp terliklerimi giyerek mutfağa gittim. Yemek bile yemeden uyumak istiyordu resmen adam.

Mehmetin ağzından...

Trip atarak mutfağa giden karıma baktım. Ne dedim ne yaptımda yüzü hemen asıldı. Hemen yatmak istiyorum ki Gülüm bir an önce uyusunda kafamı saçlarına gömüp bende uyuyayım. Aklıma gelen düşünceyle doğruldum. Erken saatte uyuyacağım dedim diye alınmıştı. Birde akşam yemeğide yemeyeceğim demiştim.

Nerden bilebilirim ki bunlara alınacağını sonuçta ilk defa evleniyorum. Öyle ince düşünmeyi beceren bir adamda değilim ki. Bende Gülümün peşinden mutfağa girdim. Sandalyeye oturmuş gözleride masaya dalmıştı. Halbuki işim var diyipte gelmişti mutfağa. Belliki fark etmeden onu kırmıştım.

"Kahve mi içsek?" Sesimle irkilen Gülüm mavilerini iri iri açıp bana baktı. Baş parmağıyla damağını kaldırıp oturduğu yerden kalktı.

"Olur yaparım şimdi. " ben sandalyeye otururken o da telaşlı haliyle kahve yapmaya çalışıyordu. Belliki utandırmıştım onu.

"Sormayacak mısın işin nasıl geçti, bugün neler yaptın diye?" Azıcık ilgi için girdiğim hallere bak. Gülüm sırtı bana dönükken konuştu.

"Sende bana sormadın. " kısık sesiyle gülümsedim. En azından çocuklarım anneleri gibi zeki olacak. Aynur hep derdi zaten, Gülümün sessiz olduğuna bakma sessiz olması aptal olduğunu göstermez.

"Haklısın. Anlat bakalım karım bugün neler yaptı?" Elindeki fincan karım lafımla düştü. Şaşkın haline istemsiz güldüm. Keşke o da bana kocacığım deseydi. Bu şimdilik benim için hayal.

Bir Tutam Eski (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang