Tekrar o adama baktığımda olduğu yerde dikildiğini görmek merak uyandırmıştı. "Cehennem olun hepiniz! Gereksiz yara bantlarına, bu boktan yara bandı fabrikası açanların ağzına tüküreyim ben! Anasını sattığımın yara bantları!" Diyerek bağırmaya başlaması ile irkilmeden edememiştim. Açıkçası çok şaşırmıştım. Neden böyle söylüyor ki? "Hiçbir bokuma da yaramıyorsunuz! Küçük bez parçaları sizi! Bir kartonun içindeki, bir deste bez parçasından başka farkınız yok ulan!" "Ya bu yaralarımı kapatın, ya da yara bandı fabrikalarını!" Sesini daha da yükselttiğinde gözlerim sanki mümkünmüş gibi biraz daha büyümüştü. Deli olabilir miydi acaba? Peki ben neden buradaydım hâlâ? Aniden gözlerini çevrede dolaştırmaya başlamasıyla, göz göze gelmemiz ile irkilmeden edemdim. Yüzünü göremiyordum çünkü yüzünü bir şeyle sarmıştı ve sadece gözleri gözüküyordu. Bu... Çok tuhaf bir görüntüydü. Elimde olmadan bir adım geriye gittiğimde kaşları çatılmıştı. Sanırım herkesin gittiğini düşünüyordu. "Hah, sen de aptal yara bandı paketleyicisi misin yoksa?" Başını olumsuz anlamda salladı ve arkasını dönerek uzaklaşmaya başladı. Ne yani buraya geliyor ve yara bantlarına bağırıp çağırdıktan sonra gidiyor muydu? • • • Yayımlanma tarihi: 07.10.2020 Bitiş tarihi: Beğeneceğinizi düşünüyorum. Kitap kapağı için @sueinthemusicbox'a teşekkür ederim. Not: Mahir ve Melisa hayal ürünüdür. Lütfen gerçek hayatta onlar gibi birilerini aramayınız. Aksi takdirde evde kalabilirsiniz. #1 Yarabandı