19. Bölüm

1.6K 187 204
                                    

M E R H A B A L A R !

Nasılsınız? Özledim sizi yahu.

Sanırım bu yeni bölüm için sizi biraz fazla beklettim, bunun için özür dilerim. Sınavlarım Pazartesi günü başlıyor ve bir hafta sürecek. Bu bir haftadan sonra yine sık sık bölüm atacağım. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Önemli Dipnot: Bu wattpad hesabım için bir instagram hesabı açtım. Orada bölümlerin ne zaman geleceklerini, çok ufak spoilerlar, soru cevaplar, alıntılar ve karakterleri paylaşacağım. Siz de bunlardan haberdar olmak istiyorsanız profilimdeki linkten instagram hesabıma ulaşabilirsiniz. 

Üşenenler için instagram kullanıcı adım; alzheimeryazarwatty

Keyifli okumalar.

__________

Yaşadığım binadan çıktıktan sonra saçlarımı gelişigüzel düzelttim ve hızlı adımlarla çalıştığım fabrikaya doğru yürümeye başladım. Kelimelerle anlatamayacağım güzellikteki hafta sonu tatilim bitmişti. Aklıma gelen anılarla gülümsedim ve dudaklarımı ısırdım. Ah, gerçekten harikaydı!

Öncelikle, zaten Mahir ile beraber olmak çok güzeldi. Eh, buna bir de onunla gerçekleştirdiğim bir hayalim de eklenince kelimelere dökemeyeceğim bir güzelliğe bürünüyordu. Onunla ilk karşılaştığımız gün aptal olarak nitelendirdiğim kızların yaptıklarını yaparak, merakıma yenik düşmüş ve Mahir'i takip etmeye başlamıştım. 

Size yemin ederim ki, hayatımda verdiğim en doğru karar, o gece,  yüzü sargı beziyle sarılı, fabrikaya bile isyan eden adamı takip etmekti. 

Evet, doğru okudunuz. Hayatımda verdiğim en doğru karar buydu. 

Nasıl biri olduğunu, yüzünü neden sardığını, basit bir fabrikaya ve küçük yara bantlarına neden isyan ettiğini merak etmiştim. İlk başta kalbi buz tutmuş, gram iyilik yapmayan hatta iyilik ne demek bundan bile haberi olmayan bir adam olduğunu düşünmüştüm. Ne kadar da aptaldım, değil mi? Ne kadar da kötüydüm? Ne kadar da acımasızdım? Ben ne kadar da, ne kadardım aslında.

Asıl kötü olan bendim. Ayşe'ydi. O fabrikada çalışan diğer işçilerdi. Mahir'i dışlayan, ona önyargı ile yaklaşan bizlerdik kötü olanlar. 

Artık kadere daha fazla inanıyordum. Allah onu karşıma bilerek çıkartmıştı, emindim. Birbirimize iyi geleceğimizi biliyordu çünkü. 

Ben Mahir'in kalbindeki merhameti, sevgiyi, ilgiye muhtaç o küçük çocuğu keşfetmiştim. Ha, bir de kedilere olan minnetini.

Fabrikaya girdiğimde kapının girişinde bekleyen beden ile adımlarım bir an yavaşlasa da kendimi toparlayarak tekrar hızlandırmıştım. Kaç gündür görmüyordum onu? İki? Üç? Emin değildim. Yanına yaklaştığım da gülümseyerek ellerini ceplerinden çıkarttı ve karşımda durdu. 

"Günaydın Melisa, nasılsın?" Dediğinde dudaklarımı yaladım ve sessiz bir şekilde yutkundum. Ona fark ettirmemeye çalışarak avuç içlerimi pantolonuma siliverdim. Ah, onu kırmak veya üzmek istemiyordum.

"Günaydın Devran, iyiyim. Sen nasılsın?"

"Seni gördükten sonra kötü olmak imkansız." Ne diyeceğimi bilemeyerek alt dudağımı ısırdığımda bakışları kısa bir an dudaklarıma kaydı. Telaşla elimi sallayarak konuştum.

"İçeri gireceğim, izin verirsen." Anlayışla kafasını salladıktan sonra benimle beraber yürümeye başladı. Kafamı onun aksi yönüne çevirdikten sonra gözlerimi devirdim. Bu hareketi yaparken Ayşe ile göz göze gelmiştik. Ayşe kahkaha atmaya başladığında telaşla önüme döndüm. 

Cidden rezilin tekiydim!

"Cuma günü, iş çıkışında seni göremedim. Erken gittin sanırım." Kafamı dalgınca olumlu anlamda salladım. Ne söylediğini bile zar zor anlamıştım. Onun yanındayken kendimi hiç güvende hissetmiyordum.

"Evet, bir işim vardı." Bana biraz daha yaklaştığını hissettiğim de fark ettirmemeye çalışarak biraz uzaklaştım.

"Öyle mi? Önemliydi sanırım?" Sinirle kafamı olumlu anlamda salladım.

"Evet, çok önemliydi." Sesimin biraz yükseldiğini fark ettiğimde sakinleşmeye çalıştım.

"Seni sinirlendirdim mi Melisa?" Sessiz bir şekilde yutkundum.

"Şey, hayır. Üzerimi değiştirip, işimin başına geçmem gerekiyor. Sonra görüşürüz." Dedikten sonra konuşmasını dinlemeden soyunma odasına girerek dolabımın başına geçtim. Çıkarttığım tulumu ve boneyi giyindikten sonra çantamı dolaba tıkarak soyunma odasından çıktı. 

Elimden geldiğince hızlı davranmaya çalışıyordum çünkü Devran ile karşılaşmak istemiyordum. 

Kendi çalıştığım yere geçtikten sonra, Ayşe'nin yanına oturdum. Tırnaklarını yemeyi bırakarak bana doğru döndü. 

"Devran seni zorla yanında tutuyorsa, bana göz kırp. Bir dahakinde seni onun yanından çekip alırım." Dediğinde gözlerimi devirdim. Bu konuyu konuşmaktan hiç hoşlanmıyordum. Kendimi biraz şey hissediyorum... İhanet ediyor gibi.

"Zorla tutmuyor aslında ama biraz çekiniyorum." Dedim.

"O niye?" Diyerek biraz bana doğru eğildi. Meraklı bir kızdı.

"Ya, ne bileyim ısınamıyorum bir türlü." 

"Aman, boş ver Devran'ı. Nasıl geçti hafta sonunuz?" Oturduğum yerde biraz kıpırdandım ve heyecanla dudaklarımı yaladım.

"Çok güzeldi Ayşe, anlatamıyorum. O kadar güzeldi. Gerçi Mahir ile birlikte olduğum her zan çok güzel ama bu biraz daha ayrıydı.

"Yaa, çok tatlısınız!" Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Ya, öyle miyiz?" Parmaklarımla oynamaya başladığımda ondan bir cevap bekliyordum.

"Tabii lan, çok tatlı ve aşıksınız." Gözlerimi kaçırdım ve tekrar dudaklarımı yaladım. Neden bugün bu kadar çok kuruyorlardı ki?

"N-ne aşığı Allah aşkına?" 

"Ne aşığı mı? Lan utanmasanız evleneceksiniz, ne kıvırıyorsun?" 

"Saçmalama Ayşe ya, yok aşk falan." Gözlerini devirdi. 

"Ya, sen neden Mahir'in sana açılmasını bekliyorsun ki? Hep erkek mi açılacak kızım? Giy söyle, ya benimsin ya kara toprağın yiğidim de." Yüzümü buruşturdum ve omuzuna bir şaplak attım.

"Kıro musun Ayşe ya?"

"Ne sandın? Adım Ayşe benim, kıro olmayacağım da ne olacağım?"

Tam ağzımı aralamıştım ki fabrikanın içinde bağıran müdür ile beraber işimin başına dönmek zorunda kaldım. Düzenek çalıştığında önümüzden geçmeye başlayan yara bantlarını paketlemeye başladım.

Hep erkek mi açılacak?

Alt dudağımı heyecanla ısırdığımda farkında olmadan gülümsemiştim. Ah, Mahir benim dengemi bozuyordu.

__________

Bölüm sonu.

Düşünceleriniz neler?

Biraz kısa bir bölüm oldu ama çerezlik bir bölümdü zaten.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Önemli Dipnot:  Son kez hatırlatıyorum, instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın. Orada çok çok aktif olacağım ve kurgularım ile -neredeyse- her şeyi orada paylaşacağım. Linke wattpad profilimden ulaşabilirsiniz.

Üşenenler için kullanıcı adım; alzheimeryazarwatty

Sizleri çok seviyorum.

Görüşmek üzere.

:)

Yara Bandı FabrikalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin