12. Bölüm

1.6K 210 124
                                    

M E R H A B A L A R !

Nasılsınız? Umarım iyi ve hoşsunuzdur.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Dipnot: İlerleyen bölümlerde Mahir'in ağzından bölümler yazmayı düşünüyorum. Bu bölümler geçmişten mi olur yoksa o zamandan mı olur emin değilim. Sizin düşünceleriniz neler?

Keyifli okumalar.

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________

Yeni bir güne uyandığımda kendimi oldukça keyifli hissediyordum. Bugün tatil günlerimden biriydi ve mutsuz olmam için bir sebep yoktu.

Yattığım yatakta doğruldum ve banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalamayı da unutmadım tabii ki. Tekrar odama döndüğümde dolabımı açtım ve üzerime su yeşili, diz kapaklarımın bir karış üzerinde biten hoş bir elbise giydim.

Güzel olmuştu.

Saçlarımı salık bıraktım ve elimle biraz düzelttim. Yüzüme hiçbir şey sürmedim. Zaten sürecek bir şeyim de yoktu. Odamdan çıkarak mutfağa girdim ve Mahir'e yapacağım sürpriz için hazırlık yapmaya başladım.

Çıkarttığım poğaça malzemelerini, derin bir kabın içine koydum ve yavaş yavaş yoğurmaya başladım. Bir süre hamuru yoğurduktan sonra üzerine tepsi kapatarak dinlenmeye bıraktım. Hamur dinlenirken mutfakta dağılan yerleri topladım ve ocağa çay suyu koydum.

Hamurun ağzını tekrar açtığımda burnuma güzel hamur kokusu ulaştı. Gülümsedi. Aldığım hamur parçalarını yuvarlayarak fırın tepsisine dizdim ve orta derecedeki fırına soktum tepsiyi.

Yaklaşık bir saat sonra her şeyi hazırlamıştım. Poğaçalarımı bir saklama kabının içine koymuş ve çayı da bir termosa boşaltmıştım. Elimdeki malzemeleri büyük bir poşetin içine koydum ve çantamı sırtıma taktım. Sırt çantalar olmasa ne yapardım hiçbir fikrim yoktu.

Poşeti elime aldıktan sonra evden çıktım ve çıkarken kapıyı iki kere kilitlemeyi unutmadım. Ne olur ne olmazdı. Ayağıma giydiğim babetlerim çok tatlı görünüyorlardı bence. Onlara bakarak gülümsedim. Çok hoşlardı. Mahir'in elleri kadar hem de.

Fabrikanın önünden geçerken Mahir ile oturduğumuz yere bakarak küçük bir tebessüm gönderdim. Ah, bu fabrikanın önünün benim için bu kadar anlamlı olacağını nereden bilebilirdim ki? Sıradan bir fabrika önüydü halbuki.

Tanıdığım sokaklara girdiğimde adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Mahir'in yaşadığı binanın önüne geldiğimde zillere kısa bir göz attım. Her zilde isim yazıyordu. İki tanesi hariç. Biri Mahir'indi bundan emindim, diğeri de sanırım Mahir'in evinin karşısındaki boş evindi. Dudaklarımı büzerek Mahir'in olduğunu düşündüğüm zile bastım. Bir süre beklediğimde açılmayan kapı ile kaşlarım çatıldı. Tekrar zile bastım ve elimdeki poşetin kulplarını sıktım. Yine açılmayan kapı ile tekrar zile basacaktım ki kapının otomatiğine basıldı.

Yara Bandı FabrikalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin