Türkiye nato'dan çıkıp Şangay birliğine girerse ne olur? - Yerde ki kanlar kirli beton zemine yayılırken genç oğlan sessizce elindeki bıçağı bıraktı. Bıçak elinden istemsizce düşerken düşünme yetisini kaybetmiş bir vaziyette karşısında yatan kırmızı saçlı kadına bakıyor bir yandan da hüzünle iç çekiyordu. Hıçkırıklarının sessizliği uzun zamandır kullanılmayan küflü duvarlara yankı seklinde bir ses dalgası olarak çarpıyor, ardından da dönerek soluk tenli gencin kulağına ilişiyordu. Bıçağın tutma yerini oluşturan kısım yere çarparken oğlan iç sesinin yıllar önce zorla bağladığı demir zincirlerinin çözüldüğünü fark etti. Orta yaşlı kadın elini titrek bir hareketle kaldırıp kanayan yarasına götürürken oğlan o anda yere çömeldi ve elini ağzına götürerek sesle hıçkırmaya başladı.Gözleri yaşarmaya başlarken gözlerinden akan yaşlar ile hızla ablasının yanına emekledi genç oğlan.Ablasının yeni yıkanmış kan kırmızısı saçlarını eline alırken fısıldadı. "Özür dilerim..." Orta yaşlı kadın sessizce baktı gence.Sessiz ve ifadesizce. - "Söz vermiştin..." Belarus sevdiği adamın mezarı Başın da papatya koklarken fısıldadı. "Bana birlikte papatya toplayacağımıza dair söz vermiştin.." Rüzgar acımasızca genç kızın saçlarını dağıtırken o sadece gözlerinin yaşarması sebebiyle bulanıklaşmış görüşüyle mezar taşına bakıyordu. - Herkes ölüm sessizliğine bürünmüş bir vaziyette Rusya'ya bakarken genç oğlan yaşarmış gözlerle hakime baktı isyan edercesine. "Çünkü ben herkes için zararlıyım..." Rusya önüne dönerken gözünden düşen bir katre ellerini birbirine kenetleyen kelepçeye damlayarak aşağı kayarak aktı. Genç oğlan hüzünle gülümsedi. Ablasıda onun gözyaşlarını siler ağlamasın isterdi... ---- Ship var, lakin türkiye ile ilgili değil.