kesikelerim

kesikelerim

kitap mı okuyalım? bazen seninle beraber engin bir denizi seyreder gibi kütüphanemi seyrederiz. Koyu ceviz ağacından olan bu ahşap mobilyanın dal dal koyulaşıp gölgeler halinde yayılan budaklarını kimi zaman sevdiğim yazarların yüzlerine benzetip onlarla konuşurum. steinbeck, hemingway, zweig, woolf, sait faik, oğuz atay, sevgi soysal ve daha niceleri... beni güvenilir bir dost gibi sessizce dinlerler. kâğıdın o ince kokusu eşliğinde, yüzlerine sayfalar dolusu dokunmama izin verirler.
          koşulsuz bir kabul duygusudur bu; insanı derinden sarar. kitaplar ve sen olmasan...

kesikelerim

halkın başına geçen adam, çokluğun kendine kul köle olduğunu görünce yurttaşlarının kanına girmeden edemez. onun gibilerin hoşlandığı lekeleme yolunu tutar, onu bunu suçlandırıp mahkemelere sürükler, vicdanını kirletip canlarına kıyar, ağzını, dilini hısım akrabasının kanıyla boyar; kimini sürer, kimini öldürtür; bu arada halka borçların bağışlanacağı, toprakların yeniden dağıtılacağı umudunu verir. böyle bir adamın kaderi bellidir artık. ya düşmanlarının eliyle ölecek ya da bir zorba kurt olacaktır.

kesikelerim

aşağlıyorsun, bizzat kendini aşağlıyorsun ruhum! kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyo. çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.