✧ 1.9 ✧

258 26 103
                                    

1.9

Sıradan geçen bir okul gününden sonra nihayet haftasonu gelip çatmış ve iki günlüğüne de olsa eğlenebilmiştim. Haftasonum Tuna ile birlikte geçmişti. Birlikte sinemaya gitmiş, güzel zaman geçirmiştik. Tabii film izlerken birbirimize patlamış mısır fırlatıp kahkahalara boğulduğumuz esnada, orada bulunan görevliler tarafından kovulmasaydık daha iyi olabilirdi. Komedi filmine gidip biraz eğlenmek istemiştik fakat filmin drama bağlaması yüzünden sıkılmış ve benim Tuna'nın yüzüne patlamış mısır atmamla birlikte orada gürültü yaratıp görevliler tarafından dışarıya alınmıştık.

Sonrasında ise oyun parkında küçük çocuklar gibi oynamış ve etrafımızdakilerin bize garip garip bakan bakışlarına maruz kalmıştık. Ama onları umursamadan eğlenmiş ve güzel zaman geçirmiştik. Elbette babamla tekrar bir tartışma yaşamıştım ama genel olarak bakıldığında güzel bir haftasonu geçirmiştim. Şimdi ise yine okula doğru ilerliyordum. Tatil göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçmiş, tekrardan okul yollarına düşmüştüm.

Tuna ile arkadaşlığımız güzel başlamıştı. Çoğu kişi bir erkek ve kızın arkadaş olmasını doğru bulmasa da, Tuna sayesinde bunun çok saçma bir düşünce olduğunun farkına varmıştım. Bir erkek ve kız gayet iyi bir arkadaş olabilirdi. Kız arkadaşlarımda bulamadığım samimiyeti, Tuna'da bulabilmiştim.

Lise hayatım boyunca Tuna ile aynı sınıftaydık ve onu yakından tanımasam da iyi biri olduğunu hep biliyordum. Güzel bir kalbi vardı. İlerideki sevgilisinin çok şanslı olduğunu söyleyebilirdim.

Sınıfa girdiğimde Çağla'nın yine telefonuyla ilgilendiğini görmüş ve buna göz devirmek isteyen yanımı bastırmaya çalışmıştım. Yanına oturduğumda gözleri bir saniyeliğine bana dönmüş ve "Günaydın," diye geveleyerek tekrar telefonuna dönmüştü.

"Günaydın." Çantamı sıranın üzerine koyduğum sırada Tuna'da sınıfa giriş yapmış ve gözleri ilk beni bulmuştu. Gülümseyerek çantasını bile sırasına bırakmadan yanıma geldi ve her zamanki oturduğu yere, önümdeki boş sıraya oturdu.

"Panoya astıkları şeyi gördün mü?" diye sordu. "Muhtemelen görmüşsündür, sınıflar arası şarkı yarışması yapılacakmış." Parlayan gözlerle bana baktı. "Seninde sesin çok güzel, katılsana."

"Sahne fobim var Tuna," dedim omuz silkerek. "Hem ikili gruplar hâlinde söylenecekmiş. Durumu da biliyorsun."

Başını salladığında üzüldüğünü anlayabiliyordum. "Katılırsan eğer kazanacağına eminim." dediğinde katılma içgüdüsüyle dolduğumu fark ettim. "Hepsinin sesine bin basar senin sesin."

"Katılmak istesem bile fobim yüzünden katılamam ki," Sertçe yutkundum. "Lisenin ilk yılını hatırlıyorsundur..."

"Evet, hatırlıyorum," İçtenlikle bana baktı. "Sahne korkunu yenebilirsin bence. Gözlerini kapat, orada hiç kimse yokmuş gibi düşün. Sanki tek başına bir uçurum kıyısında şarkı söylüyormuş gibi. Başka hiçbir şeyi umursama. Sadece şarkıya odaklan ve derin bir nefes al."

Başımı iki yana salladım. "Teşekkür ederim ama bunu yapabileceğimi sanmıyorum."

"Anladım," dedi Tuna. Katılmadığım için üzüldüğünü anlayabiliyordum. Beni düşünüp heyecanla yanıma gelmesi ve beni desteklemesi benim için gerçekten çok değerliydi. Keşke sahne fobim olmasaydı, diye geçirdim içimden. Belki o zaman katılabilirdim.

"Keşke sesim güzel olsaydı," dediğinde yüzümde bir gülümseme oluştu. "O zaman sana haber bile vermeden yarışmaya ismimizi yazdırır ve seni zorla sahneye çıkarırdım."

"Ya Tuna!" Beni her seferinde güldürmeyi başarabildiğine gerçekten inanamıyordum. Daha önce hiç biri tarafından önemsenmemiş, gülüp gülmemem kimsenin umurunda olmamıştı.

İyi ki, dedim içimden. İyi ki o gün tek başıma bankta oturmuş ve boğazıma kaçan kahve sayesinde öksürük krizine girmiştim. Böylelikle Tuna yanıma gelmiş ve güzel bir arkadaşlığa ilk adımımızı atmıştık.

Karşımda kötü sesiyle şarkı söylemeye çalışan Tuna'nın yüzünde gezdirdim gözlerimi. Tek istediğim böyle bir dostluğu bulmuşken hiç kaybetmemekti.

Kill Me ꨄ 𝔱𝔢𝔵𝔱𝔦𝔫𝔤Where stories live. Discover now