✧ 8.3 ✧

81 6 73
                                    

✧ 8.3 ✧

Derya Demir...

Güneş yerini aldığında erkenden kalkmış ve hazırlanmıştım. Saçlarımı kendi halinde bırakmaya karar verdiğimde bir elim Tuna'nın bana verdiği berelere kaydı. Aralarından beyaz bir bereyi aldığımda başıma geçirdim ve aynanın karşısına geçtiğimde gülümsediğimi o an fark ettim.

Alt dudağımı ısırdım ve güzel göründüğümü düşünerek beyaz montumu da üzerime giydim. Vakit kaybetmeden evden çıktığımda artık bu saatte okula gitmeye alışmıştım. Sabahları eniştem işe gitmek üzereyken yüz yüze geldiğimiz zamanlar oluyordu. Bazen hiç konuşmuyor olsak bile beni istemediğini bile bile onun evinde rahat edemiyordum. Kısa zamanda bir iş bulmak ve para biriktirip kendi yoluma bakmak istiyordum ama bunun için hâlâ biraz zamana ihtiyacım var.

En çok üzüldüğüm ise teyzemdi. Onun sevgisi gerçekti ve beni kendi kızı gibi görüyor, koruyup kolluyordu. Onun hakkını ödeyemeyeceğimi biliyordum.

Okul bahçesinden içeri girmiş yürürken önce koşan ayak sesleri duydum ardından görüş açıma Tuna girdiğinde dudaklarımda tekrar bir gülümseme yer edindi. "Günaydın sevgilim."

Berenin dışında kalan saçlarıma gitti elim. "Günaydın..."

Birlikte yürümeye başladığımızda okuldan içeri girmiştik. "Sana bir şey soracağım." diyen Tuna gerilmemi sağlamıştı. Merakla "Bir şey mi oldu?" diye sorduğumda ise başını iki yana salladı.

"Annem ne zamandır seni görmek istediğinden bahsediyor." dediğinde merdivenleri çıkan adımlarım durdu. Tuna ise gülümseyerek devam etti. "İşin yoksa bugün okul çıkışı bize gelsene. Annem hep seni soruyor."

"Ben..." Bunu beklemediğim için çok şaşırmıştım. Mutlu olsamda gerginlik hissi daha ağır basıyordu. "Bir işim yok. Sadece şaşırdım ve bilmiyorum... Annenin karşısında onun hoşuna gitmeyecek şekilde davranmaktan korkuyorum."

Tuna içten bir şekilde gülümsedi ve ellerini yanaklarıma yasladı. "Kendin ol yeter Derya. O seni şimdiden çok seviyor emin ol. Tanıdıkça da daha çok sevecek. Gerilmeni gerektirecek bir durum yok."

Dudaklarımın arasından bir nefes alıp usulca başımı salladığımda Tuna'nın bir kolu omzuma kaydı ve tekrar yürümeye başladık. Erken geldiğimiz için tek tük birkaç kişi dışında kimse yoktu. "Annen çok tatlı bir kadın." dedim düşüncelerimi dışa vurarak. "Ona sahip olduğun için çok şanslısın."

Onaylarcasına başını salladı. "Sanırım tüm şansımı onun gibi bir anneye ve iyi bir sevgiliye sahip olmakla harcadım." Kızaran yanaklarımı gördüğünde gülüp hızlıca dudaklarını yanaklarıma bastırdı. Bu daha fazla kızarmama sebep olduğunda ise hâlâ gülmeye devam eden Tuna'nın koluna vurup sınıfa doğru ilerledim. O da peşimden geldiğinde boş sınıfta ilerleyip sıramıza oturduk.

"O zaman okul çıkışı birlikte bana gidiyoruz?" Onaylarcasına başımı salladığımda istemsizce dudaklarımı ısırıyordum. Ne yapacağımız ya da neler olacağıyla ilgili hiçbir bilgim yoktu. Tek istediğim güzel bir vakit geçirmek ve zamanla üzerimdeki bu gerginliğin kalkmasıydı.

İlerleyen saatler benim açımdan çok hızlı geçmişti. Her teneffüs yine Derin ve Ateş'in önündeki sıraya oturup sohbet etmiş ve dersleri sıkıntıyla geçirmiştik. Çıkış zili çaldığında derin bir nefes alarak eşyalarımı çantamın içine yerleştirdim ve birlikte okuldan çıktık. Derin ve Ateş ile yollarımızın ayrılacağı kısma geldiğimizde ise Derin güzel bir gülümseme sundu bana ve kollarını sıkıca bana sardı. "Endişe etme Derya. Çok güzel bir vakit geçireceğinize ve birbirinize daha çok ısınacağınıza eminim."

Kill Me ꨄ 𝔱𝔢𝔵𝔱𝔦𝔫𝔤Where stories live. Discover now