-39-

494 64 24
                                    

Hayatımın hangi noktada gerçeklikten kopup bir gerilim-korku filmine dönüştüğünü bilmiyordum. Yaşanan her şey mantık dışıydı.Bir filmde olsaydık bile ne bileyim bir açık kapı olması gerekirdi.Bir şekilde bir çıkış yolumuz olmalıydı.Bir şeylerin kesinlikle daha kolay olmasını isterdim ama sanırım öyle bir şansım yoktu.Chanyeol ile gelirken her şeyin zor olacağını biliyordum ama bunları yaşamak farklıydı.Bu da o anlardan biriydi.

Sabahın üçünde dar bir ara sokakta,bolca çöpün içinde içi dışına çıkmış üç cesetin parçalarını topluyordum.Karışan kokulardan, kandan,et parçalarından,kemiklerden midem bulanıyordu.Ama sanırım yarım saat içinde ikinci kez kusarsam Chanyeol kesinlikle ona yardım etmeme izin vermezdi ve ben kolu Kyungsoo tarafından ısırılmışken ve neredeyse parçalanacakken,sanırım gözümle görmeseydim asla inanmayacağım kadar uçuk bir şeydi,onu bu çöplükte bırakıp eve gitmeye razı olmamıştım.

Hala sıcak olan sanırım bir serçe parmağı da tiksinerek siyah torbaya attım ve bir an için burnumu koluma yaslayarak kokudan kurtuldum.

"Keşke gelmeseydin."dedi Chanyeol başka büyük parçaları topluyordu. Kyungsoo bir saatte bu çöplüklerin olduğu sokağı mezarlığa çevirmişti.Ve biz onu bulmasaydık da buna devam edecekti.Midemi tekrar ayağa kaldıran bu şeyleri düşünmemeye çalıştım.Chanyeol'a döndüm.İkimizin de üzerindeki kıyafetlere etrafı toplarken kan sıçramıştı.Islaklık berbat hissettiriyordu.Kyungsoo,eğer iyileşirse ki,onu hayatta kaldığına gerçekten pişman edecektim.Bu bir saati yaşamama sebep olduğu için kafasını bu çöp kutularından birine sokmak istiyordum.

"Julio ne zaman gelir?"dedim ve gökyüzüne baktım.Hava yavaş yavaş açılmaya başlamıştı,yakında güneş doğacaktı ve bizim bir an önce buradan çıkmamız gerekiyordu.

"Bilmiyorum."dedi bir an için gözlerime baktı ama sonrasında büyük bir kol parçasını torbanın içine koydu.Torba zaten kanla dolduğundan yüzüne tekrar kan sıçradı.Önüme döndüm.Neden burada olduğumu tekrar tekrar kendime hatırlattım,kusmamak için kendimle savaştım sonrasında da hızlandım ve işimi bitirmeye çalıştım.

Sessiz sessiz geçen birkaç dakika sonra da en korktuğum soruyu sordum.

"Sen de böyle mi olacaksın?" Chanyeol'un bir gece durduk yere kalkıp bu şekilde bana ya da insanlara saldırdığını düşünmek bile istemiyordum.Bilincini tamamen kaybetmiş,vahşi bir hayvandan farkı kalmamış ve ölüme bu kadar yakın bir şekilde görmek istemiyordum....

Bir araba sesi duyduğumda korktum ve arkamı döndüm.Sonunda Julio geri dönmüştü.

Arabadan indi ve az önce getirdiği gibi bir sürü poşetle yanımıza geldi.Kan,kemik ve organ parçalarıyla dolu poşetleri tekrar tekrar poşetlere koyduk.Arabanın arkasına taşımaya başladık.Sonunda arabaya binebildiğimde etraftaki çöp ve kan kokusunun azalmasıyla biraz olsun kendimi daha iyi hissediyordum.

Kliniğin önüne kadar geldik.

"Baekhyun,sen eve git.Bir şey olursa da Kai'ye yardım et,olur mu?Biz bir saate falan döneriz,galiba."dedi emin olamayarak.Başımı salladım ve arabadan indim.Kapıyı açtım,ufak bahçeyi birinin beni görmesinden tedirgin olarak geçtim ve Kai'nin zaten kapatmadığı kliniğin kapısından içeri girdim. Kyungsoo'nun bağrışları ve çığlıklarını duyduğumda daha çok korkarak sese doğru ilerledim.Kai artık o canavara,zombiye,dönmüş Kyungsoo'yu kendi başına tutamazdı.

Daha önce hiç inmediğim kliniğin aşağı kat merdivenlerini indim ve günlerdir yataktan kalkamayan birinin bu kadar sesi çıkaracak enerjiyi nereden bulduğuna bir kez daha hayret ettim.Biraz çekinerek ve baya bir korkarak Kai'nin biraz uzağında durdum.Odanın kapısı zorlanıyordu ve o da çaresizce kapıyı tutmaya çalışıyordu.

☄️☄️restless nights//chanbaek//☄️☄️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin