29. Tedavi

11.2K 483 1K
                                    

Lan ben bu bölümü gece yazmıştım wattpade eklemeyi unutmuşum nsiaöfşfmmd neyse okuyun bakam

~Taehyung

Güneşin yüzüme vurması ile gözlerimi yavaşça aralarken aşık olduğum koku burnuma dolmuştu. Gülümseyerek yanıma döndüğümde sevdiğim adama biraz daha sokulup kokusunu iyice çekmiştim içime. Gece aramızda yaşananlar aklıma gelince kollarımı da iyice sarmıştım ona ve hayatımda hiç bu kadar huzurlu hissetmediğimi fark etmiştim.

Yalnızca birkaç dakika sonra o da kıpırdanıp gözlerini açtığında ilk gördüğü benim yüzüm olmuştu. Yüzüne anında tebessüm yayılırken ona ne kadar aşık olduğumu bir kez daha anlıyordum, Jungkook benim kaderimdi...

Bana doğru yaklaşıp dudaklarıma yumuşak bir öpücük bırakıp tekrar gözlerime bakmıştı:

Jk: Birazcık uyuyup duş alacaktık görüyorum ki sabahlamışız.

Th: Fazla yorulmuş olmalıyız.

İkimizin de gülümsemesi artarken birden yüz ifadem değişmişti:

- Kook! Okulu kaçırdık! Saat kaç olmuş!

- Sen ciddi misin? Böyle bir gecenin ardından okula gitmeyecektik herhalde?

- Ben devamsızlık yapmaya alışkın biri değilim.

Hızla yerimden kalkıp yürüyecekken olduğum yere çökmem bir olmuştu. Hala fazlasıyla sızlayan bir deliğe sahiptim...

Jk: İşte bundan bahsetmiştim bebeğim, kalçan bu haldeyken okula gidebileceğini sanmıyorum. İnekliği bırak ve duşa girelim hadi.

Th: Bu lanet acı ne zaman diner?

Jk: Lanet acı mı? Dün gece acı çekmekten zevk alan bir Taehyung vardı oysa :)

Th: Uh, öyle mi? Anın verdiği hazla söylemiş olabilirim ama şu an tek isteğim bu acının geçmesi, krem falan yok mu?

Jk: Krem... Tabii ki var ama daha güzel bir tedavi yöntemi biliyorum.

Meraklı gözlerle ona bakarken beni kucaklayıp yatağın üzerine bırakmıştı. Bacaklarımı aralarken beni tekrar becerecek olmasından korkmuştum bir an, dün gece o halini görmüştüm ya her şeyi beklerdim. Gerçi ben de onu kışkırtmış olabilirdim, birazcık...

Kafasını kalçama gömerken dilini aniden içime göndermişti. Ne olduğunu anlayamadan bir anda inlemiştim:

-Ahmmm... Jungk-...

Dilini daha da içimde hissedip ellerimle çarşafı sıkarken zevkten gözlerim kaymıştı. Islak darbeleri ile tüm acımı uyuşturuyor, acıyı gönderip yerine zevki bırakıyordu. Tahminimce kızarık olan deliğime sıcak diliyle kıvrak hareketlerini sürdürürken belimi gerip kalçamı oynatmak dışında bir şey yapamıyordum.

Çıkarttığı ıslak sesler, aldığı derin nefesler, içime sürekli olarak kayan dili ve azalan acının yerini sahiplenen zevk... Hiç uyanmamam gereken bir rüyadaymış gibiydim. Gerçeklikten tamamen uzaklaşmış, zihnimi kaybetmiştim...

Başını geriye çekip parmağıyla ıslaklığı tüm deliğime yayarken "Kızarmış, duştan çıktıktan sonra krem de sürelim. Şimdilik acın son bulmuş olsa da kuruyunca canını tekrar acıtabilir." dedi.

Bacaklarımı iyice birbirine bastırırken onu kollarımla kendime çekip dudaklarına yapışmıştım. Kendi tadım ağzımda yayılırken iştahla öpüşüyorduk. "Mmmm" mırıltım dudaklarımızın arasında kaybolurken dili dilime dolanmış, damağıma dokunmuş, dişlerime sürtüp geçmişti. Dudaklarımızı en sonunda ayırıp şehvetle gözlerine bakarken çıldıracağını bildiğim bir cümle söyledim:

"0505" Taekook Where stories live. Discover now