21. Biz Arkadaş Kalamayız

9.4K 577 591
                                    

Bir önceki bölümün yorumlarına baktığımda öpüşmelerini isteyen olmuş, kırmadım sizi 💆🏻‍♀️

~ Jungkook

Tae'ye aşık olma ihtimalim beni içten içe yiyip bitirirken çok fena bir şey olmuştu! Jeff ve Kenneth birbirlerinin dudaklarına yapışıp, ölesiye öpüşmeye başlamışlardı. Tae ile aramızda yeni bir gay panik yaşanmışken bu hiç iyi olmamıştı. Arzulayan gözlerle Tae'ye baktım.

Görmüştüm! Gözlerindeki şeytanı tekrar görmüştüm! Fakat bu sefer ben şeytandan önce davranacaktım. Hiç düşünmeden ensesinden tutup dudaklarını dudaklarımla buluşturdum. O an uzun süredir iyileşmeyen yaram iyileşmiş gibi hissediyordum.

Tae beklediğimden fazlasını yapıp kucağıma oturmuştu. Öpücüklerime karşılık verdiğinde aklımı kaçırmış gibiydim. O kadar kişiyle öpüşmüştüm ama Tae farklıydı... Sadece alt tarafım değil, kalbim de hareketleniyordu.

Arkada olduğumuz için dikkat çekmediğimizi düşünüp ellerimi kalçasına attığımda ufak bir inleme çıkarmıştı. İşte o an sadece bir kişi arkasına dönmüş, fakat bizi görür görmez hemen önüne dönmüştü.

Tae dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında uzun süre bakıştık. Kucağımdan inmemişti, gözlerimizle konuşuyorduk. Nefes alıp verişlerimiz giderek yavaşlarken burunlarımızı sürtmüştük. Tae kulağıma fısıldadı:

- Bu unutmam gereken bir an mı?

- Hayır Tae. Bu unutmaman gereken bir an.

Tae gülümseyip dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Az önceki kadar olmasa bile bu öpücük de ayaklarımı adeta yerden kesmişti.

Kucağımdan kalkıp yerine oturduğunda eski halimizi almıştık. Böyle olsun istemiyordum, onunla ileri gitmek istiyordum. Yine o dönme dolapta yaşadıklarımız gibi olmamışcasına davranmak istemiyordum.

Jk: Tae

Th: E-Efendim?

Jk: Bu lunaparktaki gibi olsun istemiyorum. Bunu yaşanmamış gibi davranmak istemiyorum.

Tae sessiz kalırken utandığı her halinden belli oluyordu. Elimi yanağına götürüp okşarken her bir detayını kazıyordum aklıma. O an çok net anlamıştım ki ben... Ben Tae'ye karşı bir şeyler hissediyordum... Ondan hoşlanıyordum... Evet ondan çok hoşlanıyordum...

(inş hızlı gittin demezsiniz normalde türk dizisi izlemem ama ev halkı beni masumlar apartmanına alıştırdı orda 3 günde evlendiler amk ben yine evlendirmedim şükür maieödifögihç)

Jk: Sessiz mi kalacaksın Tae?

Th: Kook... Ben... Umm...

Jk: Utandın mı?

Th: Hayır... Şey... Film bitsin bi...

Utanınca çok daha güzel oluyordu bebeğim... Çok daha tapılası oluyordu...

GaySonic'i açıp tek konuştuğum kişi olan şeytanın oğluna mesaj attım.

iknowmyself
Kedici- Ah böyle dememem lazım. Sana şu an mesaj atmamın sebebi şu ki bu uygulamayı kullanmayı aslında bırakmıştım. Senden bildirim gelince nickin bana birini hatırlattı ve o yüzden konuşmaya başladım. Ama zaten çok ileri taşımadık, iyi ki de öyle oldu. Çünkü ben şu an bana birini hatırlattı dediğim kişiyle beraberim ve başka birisiyle daha fazla bunları konuşmak istemiyorum, vicdan azabı çekiyorum. Uygulamayı silmeden önce sana haber vermek istedim, birini öylece bırakıp gitmeyi sevmem.

Mesajı gönderdiğimde Taehyung'un telefonundan bildirim sesi gelmişti. "Telefonumu sessize almamışım" diyerek telefonunu çıkardığında

"Oha tam birine mesaj attığımda sana da geldi tesadüfe bak" dedim.

Gülümseyip telefonuyla ilgilenirken birine mesaj gönderdi ve bana bildirim geldi. İkimiz de boş gözlerle birbirimize bakarken "Bu da tesadüftür herhalde değil mi?" dedi.

Deneme yapmak için sadece bir harfe basıp gönderdiğimde Tae yine telefonunu kontrol etti. O an benim de gözlerim telefonuna kaydığında *GaySonic'den bir bildirim* yazısını görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

Durumu anlayan Tae'in de yüzünü dehşet kaplamışken tam o sırada film 10 dakikalık araya girdi. Koşarak sinema salonundan çıktı.

Ah gerçekten böyle mi yapacaksın Tae?

Peşinden koştuğumda wcye girdiğini gördüm. Ben de girdiğimde kabinlerden birine girip kapıyı kilitlemişti. Diğer tuvalet kabinlerinin kapılarının açık olduğunu, boş olduklarını gördüğümde rahatlamıştım. Kapıyı tıklattım:

Jk: Tae neden kaçtın? Kaçacak ne var?

BİR DAKİKA! O BANA ATILAN FOTO, O DOLGUN KALÇALAR... HASSİKTİR...

Bacaklarım uyuşmaya başlamışken Tae cevap verdi:

Th: Jungkook ben çok utanıyorum. Özür dilerim.

Jk: Şşt neden utanıyorsun? Biz henüz ergenlik çağında bireyleriz, böyle uygulamaları kullanmamız çok normal. Ergenlik çağında olmasak bile normal. İnsanız ve belli başlı ihtiyaçlarımız var.

Th: Konuşmayı ilk başlatan bendim bir de of...

Jk: Gayet normal şeyler bunlar Tae lütfen çık ordan güzelim.

Güzelim mi? Bir anda ağzımdan çıkmıştı.

Th: Güzelim mi?

Geri adım mı? Asla!

Jk: Evet güzelimsin. Şimdi hemen oradan çık.

Kapının kilidini çevirdiğinde titrek gözlerle bana bakıyordu. Aman Tanrım... O kadar güzel duruyordu ki. Onu tekrar öpmek istiyordum, kahretsin ki ondan çok hoşlanıyordum. Fotoğraftaki kalçalarını canlı görmek istiyordum.

Th: Az önce olan öpücük için de özü-

Özür dilemek mi? Bunun için benden özür dileyemezsin Kim Taehyung!

Hemen tekrar dudaklarına yapıştığımda kabine girip kapıyı kilitlemiştik. O az önceki utangaç Tae var ya, şu an bana arsızca karşılık veriyordu. Ama maalesef ki dudaklarımızı ayıran o olmuştu.

Th: Jungkook...

Jk: Hmm?

Th: Bunun alışkanlık hale gelmemesi lazım.

Jk: Sana karşı koyamıyorum... Lanet olası güzelliğine karşı koyamıyorum. Hayatımda gördüğüm en güzel erkeksin. O dudaklarını bıkmadan öpebilirim Tae... Hayatımın sonuna kadar seninle öpüşebilirim. Dudaklarımızı birleştirince yaralarım iyileşmiş gibi hissediyorum.

Tae hayran gözlerle bana bakarken yüzüne gülümseme yerleştirmişti. Alnımı onun alnına dayayıp ben de gülümsemiştim. O an tam dudağımın kenarından öptü beni, gülüşümden öptü. Gerçekten ona tapacaktım.

Kollarını boynuma dolarken gözlerimin en derinine baktı. Daha sonrasında ikimizin de dudaklarından aynı cümle döküldü:

Biz arkadaş kalamayız...

"0505" Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin