~Chapter Five

604 78 109
                                    

Yazarın Ağzından;

Oğlan elindeki kaplar ile birlikte eve geldi.

"Büyükanne ben geldim!"

Yaşlı sayılabilen büyük annesi salonlarından çıktı ve genç oğlana gülümsedi.

Elindeki kapları farketti.

"Onlar da ne?"

"Ah, bunlar mı? Yolda bir arkadaşımla karşılaştım ona yardım ettiğim için de beni boş göndermek istemedi"

"Kız mı"

"Büyükanneee"

"Tamam Shin-san (^ム^)"

Oğlan da gülümseyen büyük annesini görünce gülümsedi. Tekrardan konuştu yaşlı kadın.

"Yemek ister misin peki?"

"Sende benimle beraber yersen olur zaten acıkmaya başlamıştım"

Kadın kafa sallarak saklama kaplarını aldı ve mutfağa gitti.

Onları bir kaba koyarak yanına da içecek bir şeyler koydu.

Masayı hazırladıktan sonra torununu çağırdı. O gelirken kadın düşündü.Ulan koca eşşek olmuştu be...

Masaya oturduktan sonra şükranlarını sundular ve yemeye başladılar.

Kadın yediği yemeği beğenmişti. Ve o kolay kolay yemek beğenmezdi. Bu kız her kimse çok güzel yemek yapıyordu.

Shinsuke ise önündeki yemeği çok beğenmişti. Hatta biraz hızlı yediği için tıkanmış ve büyük annesi tarafından uzatılan suyu içmişti. Vay canına bu gerçekten güzeldi.

Yarın ona teşekkür etmeliydi genç oğlan. Masayı toparladıktan sonra bulaşıkları ben hallederim diyen büyük annesini dinledi ve odasına gitti.

Yatağına uzandı ve daha önce hiç düşünmediği şeyler düşünmeye başladı.

Kız ondan hoşlanıyorsa ne yapacaktı? Onu reddetmeli miydi? Tanımak için biraz daha süre lazımdı.

Yine de çirkin denilemezdi. Kahverengi saçları ve çekik yeşil gözleri ile aynı abisine benziyordu.

Çoğu kişi gibi Shinsuke'de onu beğeniyordu tabiki. 

Oğlan zaten yarın görüşeceklerini düşünerek gözlerini kapattı ve kendini uykuya teslim etti.

Tatsuo'nun Ağzından;

Ertesi gün uyandığımda okulun bitmesine bir buçuk saat kaldığını gördüm.

Hızla duşa girdim çıktım. Saçlarımı kurutup koluma öylesine düz siyah bir toka taktım.

Dolabıma gidip baktım. Abartmama gerek yoktu sonuç olarak yürüyüşe çıkıyorduk.

Dolabımdan aldığım streç beyaz üstlüğü giydim ve üzerine koyu gri bir tayt geçirdim.

Ayağıma da siyah ayakkabılarımı giymek için çıkardım ve kapının önü koydum.

Masanın başına geçip yüzüme günlük maske vb. tarzı şeyler uyguladım. Maskeyi çıkardıktan sonra 3 dakika kaldığını gördüm. Hızla cebime telefonu attım ve ufak sırt çantama su, cüzdan vb şeyler koydum. Aynaya bakıp şeftali aromalı parlatıcımı sürdüm.

Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Kapıyı kilitleyip anahtarı her zaman sakladığımız yere koydum.

Sokağın başında Kita-Kun'u gördüm. O da beni gördüğünde bana doğru döndü. Onu incelediğim de koyu gri bir tişört,siyah bir eşofman ve beyaz ayakkabıları olduğunu gördüm. Yanına gittiğimde konuştu.

ᴄʜʀᴏᴍᴀᴛɪᴄᴀ // кιтα ѕнιηѕυкєWhere stories live. Discover now