______
"Rosé" diye seslendim kapının anahtarını kilitten çekerken. Derin bir nefes alarak içeri girdim ve montumu indirdim. Çok yorulmuştum çünkü tüm gün oradan oraya koşturmak gerçekten zor olmuştu.
Ancak günün sonunda güzel sevgilime kavuşacağımı düşünerek sabretmiş ve ilk fırsatta kendimi eve atmıştım.
Üstelik bugün ona bir sürprizim vardı. O çok istediği kitabın orijinal basımını bulmuştum ve eminim Rosé bunu görünce çok sevinecekti.
"Sevgilim, ben geldim! Artık kapıda karşılamak da mı yok oldu bakayım?"
Sesimi ciddiyetten uzak, şakayla karışık tutmuştum. Rosé, ciddiyetten ve gergin olmamdan hoşnut olmazdı.
Ayakkabılarımı çıkardım ve vestiyere koyup mutfağa geçtim.
"Sevgilim, sana çok güzel bir haberim var." dedim mutfaktan çıkarken.
Birazda şaşkınlık içerisindeydim doğrusu, Yerim bu saatte mutlaka mutfakta olurdu.
"Hey, küçük hanım hasta mı oldun sen bakayım? Mutfakta yoksun da."
Yatak odasına geçtim, bu sırada elimdeki kitap poşetini de çekmecenin üzerine bıraktım.
Üzerimi değiştirmedim ancak ter kokan gömleğimi çıkarıp yatağın üzerine bırakmıştım.
Rosé'yi bulduktan sonra da değiştirebilirdim üzerimi.
Salona geçtim, ancak Rosé orada da yoktu. Sadece buz gibi olduğuna emin olduğum ama içilmemiş olan en sevdiği kahvesi ve de yarım kalan romanı...
Korktum.
Size yemin ederim çok korktum.
Rosé'nin gidemeyeceğini bile bile o kadar korktum ki ağlamaya başladım.
"Rosé, kahvesini asla içmeden bırakmaz, kitabının sayfalarının asla katlamaz!" bağırdığımın farkında değildim.
Belki duştadır diyerek banyoya koştum, oysa Rosé yürüyemiyordu ki duş alsın...
"Sevgilim, neredesin?"
_______
YOU ARE READING
eccedentesiast ✷ rosékook ✓
Fanfiction"Bir keresinde bana 'Hayalleri olanlar değil, hayalleri ölenler uyuyamaz.' demiştin... Sessiz olun lütfen O şimdi uyuyor Bense ölüyorum..." [ This fiction was written by @Elioly ] *Eccedentesiast; acısını gülümsemesinin ardına saklayan kişi demekti...