_____Evin hiçbir yerinde bulamadığım sevgilimi, en son akıl ettiğim balkonda bulduğum an Tanrı'ya ne kadar şükür ettim size kesinlikle anlatamam.
Bana arkası dönüktü ve elindeki çiçek saksısı ile uğraşıyordu.
"Rosé! Tanrım sana şükürler olsun. Çok korktum! Sana bir şey oldu sandım."
Ona sıkı sıkı sarıldım, sanki onu bir daha göremeyecekmişim gibi.
İlk defa o gün sarılmama karşılık vermedi.
Endişeyle kollarına sandığım ellerimi çenesine yerleştirdim.
"Sevgilim iyi misin?"
Elindeki çiçeği mermere bırakıp bana döndü.
Bana bakıp gülümsedi.
Mutlu bir gülümseme,
yalan da olsa, ne güzeldi...Park Roseanne hep gülümserdi.
Ah, ne de güzel gülerdi...
Gözleri kaybolur, yanakları ortaya çıkar ve dudakları bir çiçek misali açılırdı.
Ben mi?
Ah, beni sormayın hiç, ben o gülüşte kayboldum, hala kendimi bulamam dostlar.
İnanmıyorsunuz bana ama, sadece bir kez görseydiniz onun gülüşünü başka hiç kimse gülsün istemezdiniz.
_____
YOU ARE READING
eccedentesiast ✷ rosékook ✓
Fanfiction"Bir keresinde bana 'Hayalleri olanlar değil, hayalleri ölenler uyuyamaz.' demiştin... Sessiz olun lütfen O şimdi uyuyor Bense ölüyorum..." [ This fiction was written by @Elioly ] *Eccedentesiast; acısını gülümsemesinin ardına saklayan kişi demekti...