"⁶"

209 27 3
                                    


Güzelce yıkadım onu, saçlarını taradım. Kocaman kocaman sarıldım. Sürekli onu sevdiğimi söyledim, o da beni ne kadar sevdiğini söyledi.

Çoğu zaman konuşmadık, biz sustuk. Gözlerimiz kendi aralarında konuştular, ama bana soracak olursanız veda eder gibiydiler.

"Beni sustuğum zamanlarda anlıyor musun Jungkook?"

Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Senin hissettiğin her şeyi hissediyor, konuştuğun her şeyi anlıyorum."

Gözleri parladı, bu genellikle sevdiği kitabın en sevdiği cümlesini okuyan Roseanne Park bakışıydı.

''Mario Levi ne demiş biliyor musun? Hissedebilenlerle susarak da anlaşabilirsiniz."

Dudaklarıma uzanıp derin bir öpücük aldı.

"Bugün balkonda, elimde bir çiçek vardı ya hani, o çiçeği seninle ilk tanıştığımız gün ekmiştim."

Kendi kendime içimden demek o yüzden hasta olmasına bile bu kadar üzüldü diye geçirirken o devam etti cümlesine.

"Az önce o çiçek öldü Jungkook."

Gözlerinden birkaç damla yaş aktı.

"Şimdi senden rica etsem balkondan o çiçeği getirir misin? Ama gitmeden önce beni öp ve sımsıkı sarıl, ve de unutma sevdiğin için ölmek korkaklıktır. Asıl sevgi onun için yaşayabilmektir.

Sen hep cesur olacaksın Jungkook..."

Onu susturmak için öptüm.

"Bana söz vermelisin."

Tekrar öptüm.

Tekrar ve tekrar, sonra öyle sıkı sarıldım ki ona farkında bile değildim ne kadar sıktığımın.

Oysa organlarım bile anlamış onun gideceğini, bir tek ben anlayamamıştım.

"Seni gerçekten çok sevdim, sevgilim."

"Veda eder gibi konuşuyorsun Rosie'm, ve ben bu hikayenin sonunu biliyorum ama bu bizim hikayemiz değil ki sevgilim, bu son bize ait değil..."

Ellerimi bırakıp göz yaşlarımı sildi.

"Jungkook, söz ver."

"Rose benden sensiz yaşamamı isteyemezsin, ben sensiz nasıl yaparım!Kokun olmadan, sesin olmadan, ellerini tutmadan... Lütfen daha fazla uzatma ve o güzel sesini yorma!"

Hayatımda ilk defa ona bağırıyordum ve ben yine farkında değildim.

"Sevgilim, lütfen..."

İşte bana istediğini yaptırması için gereken tek şey buydu.

Onun istediği bir şeyi yapmamak gibi bir şansı var mıydı Jungkook'un?

Sesim titreye titreye, ona istediğini verdim.

"Söz..."

Yeniden gözyaşlarımı silip, ellerimi tuttu.

"Şimdi balkondan çiçeği getirir misin?"

İstemeyerek de olsa, kalktım ve dudaklarını son bir kez daha öpüp banyodan çıktım.

_____

_____

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
eccedentesiast ✷ rosékook ✓Where stories live. Discover now