4 / 👸🏼👸🏻👸🏼

2.2K 209 152
                                    

Kumru'dan:

Giydiğim pembe tulumu düzelterek odamdan çıktıktan sonra kapımı kapatıp askerlerin ortak salon olarak kullandığı yere doğru adımlamaya başladım. Artık resmi olarak görevime başlamam gerekiyordu. Bana verilen alışma ve yerleşme süresi dolmuştu. İlk iş olarak askerleri tanımaya çalışacaktım. Gri renkli kapıyı iterek odaya giriş yaptığımda hepsinin kafası bu tarafa çevrilmiş ve beni görmeleri yüzlerinde ki ifadeyi değiştirmişti.

Pekala, burada çok fazla kadın görmedikleri için bu bakışlarını yok sayabilirdim sanırım.

"Merhaba beyler. Biliyorsunuz ki ben burada sizinle psikoloji alanında ilgileneceğim. Her türlü derdinizde, sıkıntınızda yanıma gelebilirsiniz. Bana bir şeyleri anlatmaktan ya da arkadaşlarınızın tepkisinden asla çekinmeyin. Zira psikoloğa danışmanız için deli olmanız gerekmiyor ve benimle konuştuğunuz her şey , istisnai tehlikeli durumlar hariç, bende kalır. Asla komutanlarınıza bilgi sızmayacağına söz veriyorum. Ancak buranın ciddi bir yer olduğunu aklınızda bulundurarak boş veya asılsız nedenlerle gelmemenizi rica ediyorum. Aksi takdirde bunu rapor etmekten çekinmem. Hepinizle teker teker bir seans yapacağız, sonrasında sorun teşkil eden arkadaşlarla bu seansları düzenli olarak devam ettireceğiz. Sizden istediğim şey birazdan dağıtacak olduğum formları eksiksiz ve doğru şekilde doldurmanız. Sizinle iyi bir iletişim kurup, yararlı olabilmem için hakkınızda bazı şeyleri bilmem gerekiyor. Ek olarak bu formları okuduktan sonra aciliyeti olan askerlere seansta öncelik tanıyacağım. Eğer psikolojik bir tedavi görüyorsanız ya da ilaç kullanıyorsanız bunu formda net bir şekilde belirtmenizi istiyorum. Burada olmayan arkadaşlarımız varsa onlara da açıklayın ve formları en geç 2 saat içinde odama imzalı bir şekilde getirin. "

Uzun konuşmamın ardından derin bir nefes alıp tek kolumla sabitlediğim formları teker teker askerlere dağıtmaya başladım. Bazıları masalarda bazıları koltuklarda yayılmış bir şekilde oturuyorlardı ve gerçekten sayıca fazlaydılar. Bir an sınav yapan öğretmenler gibi birinin eline tutuşturup arkaya doğru gönder çocuğum demek istemiş sonrasında kendimi bu düşüncemden vazgeçirmiştim.

Herkese dağıttıktan sonra biraz çekinerek beş formu ayırdım ve en arka köşede oturan Dinçer komutan ile ekibinin masasına bıraktım.

Çekiniyordum çünkü dün adama yalan söyleyip bir de onu kullanmıştım.

"Ben de mi dolduracağım?"

"Seansa en çok sizin ihtiyacınız var gibi yüzbaşım."

Ben uslu uslu kağıtlarımı bırakıp gidecekken sorduğu soruyla dilimi tutamamamış ve etraftan büyük bir oooo sesi kazanmışım.

"Benim bir sorunum yok. Ayrıca ben bu askerlerin komutanıyım."

"Ne olmuş yani yüzbaşım? Sizin de üstünüz ve üstünüzün de bir üstü var. Yani bu binanın içinde ki her asker rütbesine bakılmaksızın benim sorumluluğumda."

Sussana Kumru!

Adam zaten sana kızgın bir de ateşe körükle gidiyorsun.

İç sesim bana büyük bir azar verirken etraftan yine fısıldamalar yükselmiş ve Dinçer korkunç bir bakışla herkesi susturmuştu. O gözlerin bir dahaki hedefi olmamak için acelece koşturarak salondan çıkıp odama gittiğimde bunun hıncını çıkarmaması için dua etmeye başlamıştım.

Masama oturup evraklarımı düzenlemeye başladıktan yaklaşık olarak 10 dakika sonra kapı çalmış ve ilk form getirilmişti. Peşinden askerler tek tek formlarını getirmeye başladığında 27. kez duyduğum tak tak sesiyle sinirlerim bozulmuş ve daha fazla dayanamayarak kapıyı sonununa kadar açıp öyle bırakmıştım.

MSK Where stories live. Discover now