⁵⁰

1.5K 127 102
                                    

İyi Okumalar✨

Arabadan son olarak getirdiğim kutuları da salonun ortasına bırakmış ve etrafa bakınmıştım. Her şey nerdeyse tamdı, sadece küçük detaylar eksikti. Yaklaşık bir haftadır buraya yerleşmeye çalışıyorduk. Lisa ile ikimiz elimizi kolumuzu sallaya sallaya alış veriş yapamayacağımıza göre hepsini neredeyse internetten sipariş vermiş ya da şirketten birkaç kişinin yardımı ile alabilmiştik. Yani sonuçta şu zamanlarda fazla kamera önünde olmasak iyi olacaktı, ilişkimizin duyulması bir şeyi değiştirmiyordu.

Ceketimi çıkararak koltuğun üzerine bırakmış ve kahve yapmak için mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştım. Lisa sabahın erken saatlerinde yeni albümleri için çalışmaya şirkete gittiğinde ben de diğer eve geçmiş ve önemli eşyaları toparlayarak buraya getirmiştim. Öğlen vaktinde olmamıza rağmen hava oldukça kararmıştı ve sanırsam yağmur yağacaktı, Lisa'nın işleri umarım uzamazdı yoksa trafiğe kalabilirdi.

Kendime kahvemi yaptıktan sonra büyük fincan ile tekrar salona ilerlemiş ve koltuğa oturmuştum. Bu sırada içeride yankı yapan zil sesim ile pantolonumun cebinde duran telefonumu çıkarmış ve ardından da aramayı cevaplamıştım.

"Efendim Namjoon hyung?"

"Jungkook yarın albüm çalışmalarına başlayacağız. Yazdığın bir şeyler varsa onları da gelirken getir."

"Tamam o benim aklımdaydı zaten, getiririm yarın."

"Tamam o zaman yarın görüşürüz."

"Görüşürüz hyung." fincandaki kahveden bir yudum alırken telefonu kapatmış ve yan tarafa koymuştum. Askerden döneli nerdeyse iki hafta olmuştu ve galiba artık çalışmalara başlamamız gerekiyordu. Grubumuzun kontratı bitmesine rağmen yeni bir tane imzalama gereği duymamıştık. Zaten hâlâ şirketteydik ve çalışmalarımıza topluca devam ediyorduk.

Kapı kapanma sesi ile arkama döndüğümde, Lisa elindeki çantasını dolaba koymuş ve ardından da ceketini çıkartarak askıya asmıştı. Beni gördüğünde gülümsemiş ve koltuğun arka tarafından kollarını boynuma sarmış, başımı öpmüştü.

"Hayatım" diyerek başını sağ omzumdan çıkararak bana baktığında ona gülmüş ve dudaklarını öpmüştüm.

"Efendim sevgilim?"

"Bugün neler yaptın?" sorusundan sonra boynumdaki kollarını çözmüş ve koltuğun etrafında dolaştıktan sonra yanıma gelip oturmuştu.

"Diğer evde kalan eşyaları getirdim." diyerek karşıda duran kolileri göstermiş, sonrasında da kolumu omzuna atarak kâküllerinin açık bıraktığı alnından öpmüştüm. "Sen neler yaptın?"

Koluma yaslanarak alttan bana bakmış ve dudaklarını büzerek cevap vermişti. O dudaklarını hep öpesim vardı. "Her zamanki gibiydi." cümlesinin ardından bir süre sessiz kalmış ve az önce işaret ettiğim kolileri göstererek tekrar bana dönmüştü. "Yerleştirelim, bitsin artık."

"Yorulmadıysan yerleştirelim tabi sevgilim." başını olumsuz anlamda sallamış ve yorulmadım diye mırıldanarak ayağa kalkmıştı. Ondan sonra ben de ayağa kalkmış ve kolileri açmak için yanına ilerlemiştim.

Kutuların içinden çıkan bazı biblo veya çerçeveleri silerek yerine yerleştirmiş ve ardından da boş kutuları kenara çekmiştik. Karşıdaki şifonyerin üzerine fotoğrafları yerleştirirken birden bana döndüğünde ona bakmıştım.

PHİLTRE | liskookWhere stories live. Discover now