5

19 4 45
                                    


Tyler, aynı geceyi zihninde defalarca kez canlandırdı. Aynı üç titreşen floresan lamba ve etrafta dönüp dolaşan sinekler hala dün gibi hatırındaydı.

"Onunla ilk tanıştığımda başladı." Tyler fısıltıyla konuşmaya girdi.
"Grubumun çaldığı gösteri bitinceydi. Ah tanrım, o çok güzeldi..."

4 Haziran 2011

Tyler gerginlikle ensesini kaşıdı. Yağmur kaldırımlardan sıçrayarak hızla yağmaya başladı. Yanından geçecek olan arabanın sesiyle arkasını döndü. Suyun çarpmasını engellemek için yüzünü korudu. Yine de ıslanmıştı gerçi... Su saçlarından aşağı akıyor önce boynunu sonra kıyafetlerini ıslatıyordu.

Tyler'ın birkaç saniye önce sırılsıklam olmasını sağlayan araba geri geri geldi ve içindeki genç sürücü pencereyi indirerek konuştu:

"Bunun için üzgünüm.Nereye gidiyorsun?"

Başını dışarı çıkarmıştı.Gözleri Tyler ile zemin arasında gidip geliyordu.

Kalbi neredeyse durdu , zorlukla nefes alıyordu. Kalbini tamamen bırakmadan önce söyleyebildiği tek şey "Seni ilgilendirmez." olmuştu.

"Bir araca ihtiyacın olduğunu düşünüyorum?"

Diğer adamın ses tonu çok yumuşak ve tatlıydı. Tyler'ın içini ısıtıyordu.

"Nereden anladın?"

"Yüzünü gördüm." Yanındaki koltuğa işaret etti ve kapı kilidini açtı.
"Katil falan değilim , seni tanıyorum. Chris'in arkadaşısın."

"İsmin ne?" Tyler arabaya binerken sordu.

"Josh."

"Güzel isimmiş, Joshie."

Utangaç bir şekilde gülümsedi...

Letters to the Dead - JoshlerOnde histórias criam vida. Descubra agora